Silivri Çarşı Meydanında biraraya gelen CHP, HDP, Eğitim-Sen ve Ailevi Derneği, hep birlikte hükümeti eleştirdi: "Türkiye, insan hak ve özgürlüklerinin yok edildiği, savaşın ve ölümlerin arkasının hiç kesilmediği, kesilmesinin istenmediği katliamcı zihniyetin devam ettiği, fiili olarak bir başka dünya tasavvurunun inşa edildiği, kötüye giden bir dönemi yaşıyor."
HABER: EREN ERMİŞ
Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şubesi ile Alevi-Bektaşi Dernekleri Silivri Şubesi tarafından organize edilen Madımak Olayı ile ilgili eyleme CHP'li meclis üyeleri, Eğitim-Sen üyeleri ve HDP Silivri ilçe üyeleri de destek verdi. Eylemde okunan bildiride dikkat çeken ifadeler yer aldı.
"Türkiye, savaşların ve ölümlerin kesilmediği bir ülke oldu" denildi. Ak Parti hükümeti ise "katliamcı zihniyet" olmakla suçlandı.
Okunan protesto bildirisinin öne çıkan bölümlerinde şu ifadeler kullanıldı: "Suskun bir yalnızlığı, dipsiz bir gerilimi birlikte yaşadığımız dostlarımız, Sivas Katliamı'nın üzerinden 23 yıl geçti. O dönem doğanlarımız dahi bugün yetişkin bireyler oldu. Bir koca zaman. Acılarımız hakikat ve adalet arayışımızsa hala taze. Hala yanıyor Madımak Oteli. Ve dostlarımızın 'yardım edin' çığlıkları kulaklarımızda çınlıyor hala. Bir önceki anmadan bugüne ne çok şey değişti farkında mısınız? Türkiye, insan hak ve özgürlüklerinin yok edildiği; kişilerin hürriyetinden yoksun bırakıldığı; savaşın ve ölümlerin arkasının hiç kesilmediği, kesilmesinin istenmediği katliamcı zihniyetin devam ettiği; hukukun birkaç kişinin çıkarlarını korumaktan başka bir fonksiyonunun kalmadığı; fiili olarak bir başka dünya tasavvurunun inşa edildiği, kötüye giden bir dönemi yaşıyor. Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelere mülteci kampları kurulması, Alevi köylerinde kullanılmayan boş evlerin saptanarak ilgili mülki amirliğe bildirilmesi, Alevi bölgelerinin demografik yapısının değiştirilmesi, Alevi tehciri anlamını taşımaktadır. AFAD kamplarında meydana gelen cinsel saldırılar, insan ve organ kaçakçılığı, mülteci kamplarının cihat örgütleri tarafından karargah olarak kullanılması, Alevi yoğunluklu bölgelere kurulacak kampların amacı konusunda bizleri kuşkuya düşürmektedir. Uygulanan bu politikanın ülkenin bir bütün olarak Alevisizleştirilmesi projesinden başka bir anlamı yoktur.
"SAVAŞIN EN ACISINI YAŞIYORUZ"
Geçtiğimiz son bir yılda yıkımın ve savaşın en acısını yaşadık, yaşıyoruz da hala. En güzel insanlarımızı uğurladık, tıpkı Sivas’ta 33 yürek ağrımızı uğurladığımız gibi. Ortadoğu’da Humus, Lazkiye, Tartus kanıyor hala. Ve ne yazık ki Aleviler kırılırken, bir kavim gözlerimizin önünde yok edilirken BM dahil hiçbir kurumun bu alçakça saldırılara karşı duruşunu göremiyoruz. Kürt bölgesinde Sur, Silopi, Cizre, Nusaybin'de hala Madımak’ın dumanı tütüyor. Kadim şehirler, yaratılan kültür varlıkları yerle bir ediliyor. Suruç'tan Ankara'ya, Gaziantep'ten İstanbul'a patlatılan bombalar barış içinde bir arada yaşamı tehdit etmekte, güzel yurdumuzun her etnik kökenden, inancından insanlar acıya boğulmak istenmektedir."
YORUMLAR