Zaman, benliğimizin de içinde bulunduğu ve geçmekte olan kıt bir kaynaktır. Bu kaynağı geçmişimizde neler ve kimler ile geçirdiysek geriye dönüp tekrar tekrar yaşamak isteyeceğimiz bir de yaşamak hiç istemeyeceğimiz anlarımız ile kuşatılmıştır. Akıp giden zamanın içinde ne kadar çok yaşamak isteyeceğimiz anların sayısı çok olursa o kadar çok yaşamımız anlam kazanıyor. Ebeveynler olarak çocuklarınızla geçirdiğiniz zaman kadar bu zamanın da kaliteli zaman olmasına önem vermelisiniz.
Zaman, Zaman İçinde
Zamanın içinde geçirilen kaliteli zamana nitelikli beraberlik de denebilir. Çocuklarınızla geçirilen zamanın niceliği kadar niteliğinin de önemli olduğu gerçeğini yadsımayınız. Çocuklarınızla kuracağınız iletişimde "Nasılsın?” dan çok içeriği dolu bir sohbet, zaman geçirmektense zamanın geçmemesini dileyecek beraberliklere ortam hazırlayınız.
Çocuklarınız İçin Saçınızı Süpürge Ediyorsunuz, Bir de Taramayı mı Deneseniz?
Ne zaman ki içimizdeki çocuğu affederiz, çocuklarımızı korkuya kapılıp geçmişteki hatalarımızı telafi edeceğimiz bir fırsat olarak görmeyiz, işte o zaman çocuk da kendi çocukluğunu yaşamış olur. Bunu denemekten korkmayı bırakmadan da göremeyiz cevabını… Çünkü içinde bulunduğumuz anda geçmişe dair başaramadığımız deneyimler yaşadığımız için çocuklarımızı başarmaya zorlarız. “Bizim başaramadığımızı o başarmalı” dan, ziyade bunu kendi istediği için başaracak çocuklar yetiştirmeliyiz. Çocuğumuzun mutluluğu bizi mutlu ediyorsa neden bu bencilliği önce çocuğumuz için istemiyoruz, bunu yaparken de kendinizi şımartıp ona kendini değerli hissetmesine rol model olmuyoruz?
Mutlu Yarınlar, Mutlu Çocukların Eseridir, Mutlu Çocukların Esin Kaynağı ise Mutlu Bir Ailenin Eseridir
Çocukların bireysel özgürlükleri bizden bağımsız olarak kabul ettiğimizde bizimle olan bağları güçleniyor. Aksi takdirde geçmişteki korkularımız, çocuklarımızla olan iletişimimize engel oluyor. Yaşadığımız çatışmalar çocuğumuza annelik/babalık yapamadığımıza dair suçluluk duygusunu da bir yandan zihnimizin bir yerinde itiraf etsek de etmesek de taşıyoruz. Korkuyoruz, korktukça bağırıyor, kızıyor, öfkeleniyoruz…Belki de hayatın gerçeklerini çocuğa öğretmeye çalışıyoruz. Biz konuşuyoruz, biz dinliyoruz ama çocuğumuzu dinlemiyoruz. Ancak dinlediğimizde duyulmak istediklerini görüyor, duyuyor, biliyoruz. Çocukların gelecekte sadece kendi ayakları üstünde durması yetmez, çocukların mutlu da olması gerektiğinin bilincinde olan kendini geliştiren ebeveynler, mutlu yarınların da mimarı olabilmeyi başarır.
"Çocuklarınız için Saçınınızı Süpürge Ediyorsunuz, Bir de Taramayı mı Deneseniz?"
Öğrenci ve Ebeveyn Danışmanı Murat Karcıoğlu, çocuk yetiştirmede masum bir bencilliğimiz olduğunu dile getirerek, ebeveynlerin çocukla geçirilen kaliteli zamana dikkat çekerek ebeveynlere tavsiyelerde bulundu.
26 Ekim 2022 - 10:40
YORUMLAR