Ülkenin zor günlerden geçtiğini belirten Işıklar, insanların birbirine güveninin olmadığını, ötekileştiğini öne sürdü. Sevgi ile her şeyin aşılabileceğini söyledi.
Işıklar, şöyle konuştu:
HAKARETE CEVABINI VERİRİM
Rıfat beyin söylediklerine sondan başlayacağım. Gerginlik konusundan. Hepiniz etten kemikten insanı bir boyuttayız. Şimdi bu konuşmana tamam. Buna söylenecek bir şey yok. Ben burada neden gerginleşeyim. Normal düşüncelerimizi paylaşıyoruz. O geçen yılı hatırlıyorsun. Ben 7 yıl burada belediye başkanlığı yapıyorum. Ondan önce 5 yıl belediye başkan yardımcılığı yaptım. 5 yıl meclis üyeliği yaptım, yani bu belediyenin içinden dışından ömrüm de gerçekten partide geçti. Özellikle bütün partililere şunu söylüyorum. Siyasi partilerde görev yapanların hepsi saygı değer. Çoluğundan, çocuğundan emek ayırıyorsun, ideallerin ve amacın için buradasın. Agresifleşme konusu derken ben burada sizin o arkadaşınızla şimdi bunun kendimle ilgili olanında hiç agresifleşmem. Çünkü Özcan Işıklar’a birisi bir şey söylerse, gider Özcan Işıklar’a uğrar ya döver, ya dayak yer, ya dayak atar, ya afedersiniz hakaret eder. Özcan Işıklar’a kişiseldir. Siz belediye başkanına hakaret ederseniz, ona ben tahammül edemem. Neden? Çünkü belediye başkanı benim şahsımın değil, az önce dediniz buraya benden önce gelenler ve benden sonra gelecek olanların bu ruhunu korumak benim görevim. Bana hakaret edebilir, şahsıma, ama belediye başkanına hakaret ettirmem. Belediye başkanına hakaret edildiğinde, ona göre cevap veririm. Ben senin gözünü oydum, bende onun gözünü oyarım. Öyle bir şey yok. Mahkeme karar verecek. Sen cezayı veremezsin. Hiçbir zaman belediye başkanına hakaret ettirmem. Bülent Ecevit’ten, Necmettin Erbakan’dan da duydum. Devlet bir masa insanlardan insandan ibarettirler.
İNSANA DEĞER VEREREK DOKUNUYORUZ
7 senedir kötüyüz de sen ne diyorsun? Sen ne söylüyorsun Silivri için? Ben bekliyorum ki bu böyle olmaz. 5 yıl belediye başkanlığı yapıldı. Silivri, İstanbul ve Ankara AK Parti'deydi. Tarihinde ilk defa üçü birden beraberdi. Büyükşehir yaptı, Adalet bakanlığı fonu yaptı, hastaneyi sağlık bakanlığı yaptı. Belediyecilik mantığında anlaşmamız mümkün değil. Merkezine insanı koyan bir belediye bakışımız var bizim. Muhtarlığın yanına AVM mi yapalım. Orada hizmet bu. Köydeki ihtiyaç o. 3 katlı otopark mı yapalım? İnsana dokunmanın yolu o, insana değer vermenin yolu o. İnsanın günü birlik yaşamı, dokunduğu, okula giderken düzgün yol, başını koyduğunda secde ettiği halının hijyenliği, temizliği, çocuğunun spor yapacağı sahası, giyeceği forması, o insanımızın huzur içerisinde çalışacağı ortamıdır.
EVLERİ ZİYARET EDİYORUZ
Belediyecilikte insanlara dokunan, evinde hastasını ziyaret eden, ona bugün ne yapıyorsun, derdin nedir deyip onun hastalığını, kan şekerini, tansiyonunu, geleceğini, çocuğunun omur ilik yapısını ölçen, 7-8 bin arşiv oluşturup bak senin çocuğun ileride bu hastalığa yakalanacak deyip anaya babaya saygı, okumaya başlarken bütün eğitim çantasını oraya koymak, ona gelecek insan gibi davranmak ya da sadakayla lütufla aşağılayarak tepesine bastırarak ben sana akıl verdim bunu yaptın kendisinden üstünmüş gibi bir üslubu orada kullanmamaktır belediyecilik.
ESENYURT GİBİ YAPABİLİRDİM
İstanbul’a gidene kadar E-5 karayoluna bir şerit ekleyeceğim deseniz mümkün mü? Biz gelecek için bunu koruyoruz. 7 sene içerisinde Esenyurt’u fersah fersah geçerdim. Bir tane bina tamiratı, bir tane öneri geldi mi meclise? Geçen sene de dahil bu sene de dahil. Gelmedi. Silivri’yi böyle koruduğumuz için. Silivri’yi sporuyla, sanatıyla, kültürüyle yağmalatmadan, üniversite kenti yapabilmek. Silivri vizyonu yok, Silivri’nin kimliği yok şimdi bu konuşulmuyor pek. Silivri bir üniversite kenti, Silivri bir bilişim teknolojileri kenti. Bu ideali koyarsanız, bu vizyonu koyarsanız, kent insanlar gibi sadece doğar ve ölmez. Sonsuz siz bu ideale bu vizyona gitmek için bundan 20 sene sonra 30 sene sonra 50 sene sonrasına vizyonları koyarsanız, burada yatırım yapacak burada hizmet yapacak, burada yaşamayı düşünecek, buraya yerleşmeyi düşünecek olan insanlar bu geleceğinde neler olacağını bilerek planlayacaklar. İşte ona medeniyet denir, işte ona şehircilik denir, işte ona uygarlık denir. Bu böyle bir şeydir.
Slayt sunumu neden yapmadım. Slayt sunumu yapsak şimdi kaç sayfa 277. Hangi çağda yaşıyoruz? Mesaj çekmeyi bile bıraktım, mail atıyorum artık. Ucuza gelsin diye. Çektik CD’de verdik. Hepimizin telefonu var. Bu kadar bir kitap üstüne bir tane arma içine bir kadife kılıf yazık günah ya internetten arkadaşlara ver telefonda bile okuya bilir. Şimdi bu yazık günah değil mi yani. Bu bir saygısızlık ifadesi değil, artık davetleri bile elektronik imza ile yolluyoruz.
"ALLAH BELASINI VERSİN"
Denetim komisyonunun çalışma yönetmeliği.. Ya Allah’tan kork, o yönetmeliğin maddesini bilmiyorsunuz. İstanbul büyükşehir Belediyesi’nin denetim komisyonunun başkanının yazdığı yetkiyi göstereyim. Yetkisi ne kadar var bakın. Yani bir de diyorsunuz ki kısıtlamışız. 4495 belge inceledik. Hepsi o kadar neyi kısıtlayacağız. Bakın denetim komisyonunca denetlenecek işleri kanunun belediyelere bilgiler verip bunlarla ilgili hesap ve işlemleri sınırlandırılmıştır. Yani denetim komisyonu belediyenin bütün işlemlerini denetmeye yetkisi yoktur. Bunu yazan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Denetim Komisyonu’nun Başkanı’nın raporu. Şimdi burada niyet okumaya çalışmak yanlış. Filanca işte oğlunun köftecisi şey olmuş mu? Allah belasını versin. Benimle alakası yok. Çocuğumu da 63 senelik esnaf babası oğlunun tutmuş 8 bin TL'lik faturanın 8’ide kar olsa 1’idir vergisi vardır, maliyeti vardır. Bunu söylemek ayıp. Şimdi nereden nereye. Ama bunun nezaket sınırları içerisinde kalması lazım. Ben denetim komisyonunun raporuna baktım. 7 senede 1 tane Özcan Işıklar adına uçak bileti, başka bir yere göreve dahi gitsem gittiğim biletler var 1 tane gördü mü belediyeli arkadaş görmedi. 1 tane telefon faturamı 24 seneden beri kullandığım telefonun faturasını orada görmüş mü, yok. Kendi telefonumda dahil bunları neden görmüyor komisyon. Benim orada bir fakir fukaraya bir çiçek gönderdiğim için özel kalem giderimiz var, 240 Bin lira. Başbakanlıktan gelirler, ben bu adamlara bir köfte ekmek ısmarlamayacak mıyım? Burada ağırlamayacak mıyım.
150 Milyonluk bir bütçesi olan bir belediyede, ki bundan benim haberim olmaz 1130 kişinin çalıştığı arkadaşlarımızla, müdürlerimiz, birim müdürleri, bunu söylemek ayıptır. Ayıp, tek kelimeyle ayıptır. Türkiye'deki yolsuzlukları görmüyor musunuz. Türkiye’nin halini…
TÜRAM'A BİLE TAHAMMÜLÜNÜZ YOK
Ben vizyon konusunda hiç mütevazi davranmadım. Hiçbir şekilde de mütevazilik kabul etmiyorum. Anlaşmamızı da beklemiyorum zaten. TÜRAM'la ilgili konuşuyoruz. Allah için bir kişi en azından gelir bakar burada ne oluyor diye. Ona bile tahammülünüz yok. Kültür Merkezi var mı? Kültür merkezinden anladığın ne? Bir kere onu konuşalım. Burada bütün kalbimle söylüyorum. O binalar coşkuyla dolsun, almasın taşsın, biz 10 tane daha bina yapalım. Ama o binalar yaşasın. O dördü de kültür merkezi. Ne ya orası mezbaha mı? İşte kültür sokağı, işte kültür merkezi. Şehrin göbeğinde gidilebilir, tarihi 400 yıllık kültür merkezi değil mi orası? Kafanı sokup baktın mı içeriye hiç tiyatro salonunun. Bu kadar hasetliğe gerek yok. 24 veya 25 tane müdür arkadaşım var. Emniyet müdürü diyoruz, git bak bakalım emniyet müdürüne hakaret edebilinir mi? Sağlık müdürü diyoruz, onlar da müdür. Onların da bir birimi var.
Şimdi Allah yakışan iftiradan korusun. Bu kadar ucuz, bu kadar ayağı düşüren, bu kadar küçümseyen kişilerden kurtulursanız, gösterdiğiniz saygı kadarsınızdır. Sizlere nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle davranacaksınız, ki öyle karşılık bulasınız. Bu Silivri’de vizyonundan şüphem yok. Din ve kültür turizmi, yenilebilir enerji ve tarım.
ÜNİVERSİTEYİ KURACAĞIZ
Üniversite kurma niyetimiz var. 3 tane arazi getirdim. Ben Ak Parti Grubu olarak sizlerin engellediğinden bahsetmiyorum. 1 üniversitenin kurulması için ne yapılması lazım. Protokol yaparsınız altında İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet’in imzası var. Marmara Üniversitesi Rektörü’nün imzası var. Geldi projeleri açtık. Ortaköy inşaatına başlıyoruz, statikler yapıyoruz dediler, 3 ay sonra rektör değişti. Kime inanacağım ben? Türk Hava Kurumu'nu burada konuşmadık mı? Türk Hava Kurumu Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en eski kurumu. 3 ay sonra neden vazgeçiyor bu? Nasıl üniversiteyi hayata geçirebiliriz? Buna niyet edeceksin, protokol yapacaksın, bilet almadan ikramiye çıkmaz, önce bir bilet alacaksın ondan 30’unda bakacaksın ikramiye var mı. Protokol yapmadan üniversite kurduracağım diye bir şey yok.
VİZYON KOYMAK HERKESİN İŞİ DEĞİL
Bir idealin peşinde koşacak bir hayalimiz ve ona koşacak cesaretimiz varsa, ideal koyarsınız. Vizyon koymak herkesin işi değil. Allah herkese bu eşit dağıtmıyor maalesef. Ben de dağıtmasını beklemiyorum. Ama bir günde de kazanılmaz bu. Zamanla, eğitimle, görerek, edinilir. Er geç sizin de edineceğinize inanıyorum.
"BAŞKA BİR GÖREVE TAYİN OLURUM"
Bu koltuğa kazık çakmak gibi bir niyetim yok. 10 sene nasip etmiş bu görevi yapmama. Şartlar gelir bir daha aday olurum. Şartlar gelir başka bir göreve tayin olurum. Bu siyaset, siyasetin geleceği konusunda hiçbir şekilde sabah asker gibi ben buraya yapışmış gibi böyle bir anlayışım yok. Ben burada yaptığım her hizmetin burada adaylığımın son günü söylemiştim.
KORKULACAK GÜNLERE GELDİK
Türkiye’de yapılan anketlere göre %78 kişi 3 kişiye güveniyor. Onlar da anne, baba, kardeş.. Karısı, ablası? Saray Bosna iç savaşta 5’e bölündüğünde kan gövdeyi götürdüğünde bu sayı kaç olmuş biliyor musunuz ankette… Korkulacak günlere geldik arkadaşlar. Ülke ötekileşen, düşmanlaşan, birbirleriyle konuşmayan, bir birlerini kötü gören, aşağılamak için ön yargılar içersinde olan anlayışı terk edeceğiz. Seven göz kusur görmez. Kusuru gelip söyleyeceksin beraber konuşacağız.
İNSANLARI SEVİYORUZ
2 tane genel seçim Türkiye’de her şeyi kilitlemedi mi? Bunu bilmiyor muyuz? 34 tane ilde yaprak kıpırdıyor mu? Bütçeyi 200 Milyon yapabilirdim. Görüştük arkadaşlarla, hayır firene basın, çünkü önümüz kötü. 2 sene ne olacağını bilmeden bütçe yapılır mı? İyi ki de öle yapmışım. Gerçekleşmedi, işte gördük. Sonuç olarak biz sizleri seviyoruz. İnsanlarımızı seviyoruz. Hepimizin tartışması olabilir. Biz Silivri Belediyesi’yiz, Silivri ilçesiyiz. Buradaki amaç Silivri’de yaşamak, insan gibi yaşamak, büyük bir aile olmak. Umutla, gelecekle, kaybolan hayallerini umutla sulayıp, insanlar yaşamayı seçmeli. Baskı altına alınmak istenen Silivri’ye, sokaklara çıkarak, meydanlara çıkarak, hoş görüyle en iyi meydan okumayı yapacağız. O ermeni çakalları ancak böyle yok edebiliriz. Başka şans yok.
YORUMLAR