HABER: EREN ERMİŞ
Kutlu, harcama raporlarının saklandığını, Silivri halkının cebinden her ay 702 milyarın boşa çıktığını, belediye borcunun 140 trilyona yaklaştığını, Tarımsal Üretim Merkezi'nin sadece başkanın şahsına reklam aracı olduğunu ve Silivri'de bitki üretilmesine rağmen süs bitkilerinin CHP'li Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin memleketinden alınmasını "Silivrili çiftçilere haksızlık" şeklinde değerlendirdi.
AK Parti Silivri İlçe Başkanı, Belediye Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Rıfat Kutlu, belediye başkanı Özcan Işıklar'ın 2015 yılında yaptığı ve önümüzdeki yıllarda yapacağı hizmetleri anlattıktan sonra söz aldı.
Kutlu, sözlerinin başında Polis teşkilatının 171. kuruluş yıl dönümünde tüm güvenlik güçlerimize başarılar, şehitlerimize de Allah'tan rahmet diledi.
Kutlu,birçok konuda belediyenin yetersiz kaldığını belirttiği konuşmasında, acil ve önemli görülen hizmet eksiklerini bir bir sıraladı. Sadece 2015 yılında değil, Başkan Özcan Işıklar'ın görevde olduğu 7 yılda elle tutulur hiçbir hizmeti olmadığını, "yapacağız, edeceğiz" demekle yetindiğini vurguladı. Çeşitli bahanelerle Silivri halkının oyalandığını söyleyen muhalefetin sözcüsü, denetim komisyonundaki AK Partili üyelerden, bazı bilgi ve belgelerin saklanmasının doğru olmadığını ve şüphe uyandırdığını ifade etti. "Hukuki süreci başlatıyoruz" diyen Kutlu, "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" atıfında bulundu. Faaliyet Raporu'na red oyu verdiklerini kaydeden AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu, hizmet yapmamakla eleştirdiği Özcan Işıklar için şunları söyledi:
"SAYFA SAYFA İNCELEDİM, ELLE TUTULUR BİRŞEY YOK"
Değerli meclis üyeleri tabi faaliyet raporu konusuna geçmeden, önce aslında bir çoğumuzun belki kafasında düşünceler geçmiştir. Genelde faaliyet çalışmalarında, faaliyet raporları sunumunda, belediye başkanı bir yıl içerisinde ilçe de yapmış olduğu çalışmaları slayt eşliğinde, 'şunları şunları yaptım arkadaşlar, şunların da alt yapısını hazırladım. İnşallah 2016/2017/2018'da hayata geçireceğim' diye bir sunumu gerçekleştirir. Faaliyet raporları böyle olur. Yaklaşık 2 senedir bu ilçede meclis üyesiyim, daha önceki süreçlerde de yine meclis toplantılarını takip eden bir arkadaşınız, kardeşiniz olarak, sayın belediye başkanımızın hizmet süreci içerisinde elle tutulabilir bir işi paylaştığına şahit olmadım. Az önce ifade ettikleri bizim 2015 yılı içerisinde okumaya çalıştıklarımız, 2016 yılının altlığıdır.
FATURA VE ALIŞVERİŞLER BİZDEN SAKLANIYOR
Değerli arkadaşlar, şimdi Silivri Belediyesi'nin 2015 yılı içerisinde bizlere sunmuş olduğu 2 adet rapor var. Aslında birbirinden farklı olsa da, yapı ve çalıştay konusu ayrı ama, bunlar bir birine paralel. Bir tanesi Denetim Raporu, diğeri de yine Silivri Belediyesi’nin 2015 yılı Faaliyet Raporudur. Şimdi denetim raporuyla alakalı ben çok kısa bir bilgi vermek istiyorum. Burada meclis çoğunluğuna bağlı olarak, belediyenin 1 yıllık çalışmalarını, 1 yıllık alışverişlerini, 1 yıllık faturalarını, 1 yıllık kayıplarını inceleyen bir Denetim Komisyonu kurulur. Burada meclis çoğunluk olarak, CHP’li arkadaşlarımızın 2 AK Parti’li, 3 CHP’li arkadaşlarımız olmak üzere bir denetim komisyonu oluşturarak, belediyemizin 2015 yılı sürecindeki çalışmaları incelenmiş olmalı. Burada bir hususun altını çizmek istiyorum, 'duman olmayan yerden ateş çıkmaz' diye bir söz var. Denetim komisyonunda maalesef belediyemize ait birçok doküman ve faturanın, AK Parti meclis üyesi arkadaşlarımıza 'siz Danıştay mısınız, siz Sayıştay mısınız, başkana sormamız lazım, komisyon başkanına sormamız lazım, ilgili müdüre sormamız lazım' denilerek, bahanelerle sümenaltı edilmesi, bu sürecin içerisinde bir şüphe olduğunun en net göstergesidir. Aksi taktirde bundan önceki süreçlerde aynı şeffaflıkta denetim komisyonu görevini yapıyorsa, bu süreçte de aynı şeffaflıkta ve aynı rahatlıkta yapması gerekiyor, ki belediye yasasının 25’nci maddesinde diyor ki 'Denetim Komisyonu belediye birimlerine bağlı kuruluşlardan bilgi isteyebileceği, birim ve bağlı kuruluşların da bu istekleri gecikmeksizin yerine getirmelidir.' Aslında belediye kanunun 25’nci maddesinde çok açık bir şekilde ifade edilmesine rağmen, maalesef Ak Parti’li arkadaşlarımıza bu belgeler verilmeyerek, sağlıklı bir denetim birimi oluşma imkanı ortadan kaldırılmıştır. Ben buradan öncelikle bu şikayetimizi kamuoyuna bildiriyor, hem de bu konuyla ilgili gerekli hukuki süreci başlatacağımızın bilgisini sizlerle paylaşmak istiyorum.
FAALİYET RAPORU ÜSTÜNKÖRÜ HAZIRLANMIŞ
Faaliyet raporunun içeriğine geçecek olursak. Konuşmalarımın başında ifade ettiğim gibi, bir faaliyet raporu hazırlandığında örnek veriyorum bir personel müdürü, birim müdürüne ya da başkanına, herhangi bir çalışmayla ilgili faaliyet raporu hazırlarken detaylı sunum yapar. En azından başkan ya da müdür öyle ister. Çünkü en uygun anlatım odur. Bunu maalesef göremedik. Ama 277 sayfalık Silivri Belediyesi 2015 yılı Faaliyet Raporu'nu okuduğumda, yapılan çalışmalarla alakalı şurayı yaptık, burayı yaptık, şurayı yaptık şunları şunları şunları kaynak yetersizliğinden sebep yapmadık. Tarzında üstünkörü bir şekilde geçirilmiş bilgiler var. Aslında bu bilgilerin çok sağlıklı olmasını açıkçası ben beklemiyorum. Çünkü bu belediyenin yine faaliyet raporunda bir bağımsız meclis üyemiz Lütfü (Vardar) beyin ismi de raporun içerisinde geçmiyor ama yer almaması da bu işin hangi ciddiyetle yapıldığı çok net bir göstergesidir. Belki bu faaliyet raporu belediyemizin maddi imkanları daha iyi olsaydı özverili yapılırdı. Böylesine önemli bir faaliyet raporu birer tane var, yani 2 tane. Biri CHP gurubunda diğeri bizde.
RAPORDAKİ ÖNSÖZ ÜZERİNDEN ELEŞTİRDİ
Şimdi Silivri Belediyesi 2015 yılı faaliyet raporunu alıp incelediğimizde, tabi faaliyet raporunu okumadan önce sayın belediye başkanımızın faaliyet raporunun önsözünde bütün Silivri halkına ve Silivri Belediyesi meclis üyelerine ifade etmiş olduğu bir takım cümleler var.
Buradaki bazı cümleleri sizlerle paylaşarak, bu cümlelerin içerikleriyle de birlikte bu faaliyet raporunda da aslında bu ilçede de ne gibi hizmetlerin yapılıp yapılmadığını sizlere anlatmak istiyorum. Şimdi sayın başkan bu faaliyet raporunda ön sözünde şöyle bir ifade kullanılmış ve diyor ki; 'Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar, yanı başımızda süren savaşlar ve yapılan iki milletvekili seçimi nedeniyle faaliyetleri özetlemek zorunda kaldık.'
Şimdi bunlar doğru bir ifade olabilir. Ama bu ifadeleri bir belediyecilik mantığıyla bir muhasebe mantığıyla, acaba belediyenin gelir ve gider kalemlerinde sayın başkanın sözünde ifade etmiş olduğu düşünceler doğru mu, yoksa bunlar hizmet yapamayışın bir mazeretimi bakalım dedik.
Silivri Belediyesi’nin 2015 yılı içerisindeki gelir kalemi, sayın başkanımızın ifade ettiği savaş vardı, ekonomik bunalım, 2 tane millet seçimi var gibi mazeretlerle, haliyle bu süreci dar bir kapsamda yüklemesine rağmen, aslında Silivri Belediyesi’nin gelirlerinde artış oranı geçen seneye göre (2014'e göre) % 8 oranında artış göstermiş. Aslında öyle bir değerlendirmeye tabi tutmuş olsaydı, geçen sene belediyenin maliye yükü, maliye geliri çok daha düşük olurdu. Oysa bu seneyle geçen sene kıyaslandığında % 8 oranında mali, ekonomik bir artış var. Bu da demek oluyor ki, hizmet yapamayışın, bir hizmet üretemeyişin arkasına saklanılan, tabiri caizse ödevini yapamayan bir öğrencinin ‘Hocam elektrik kesikti ifadesiyle’ benzer bir ifade olduğu anlaşılıyor. Peki bu kadar %8 oranında bir gelir artışı olmasına rağmen, Silivri Belediyesi 2015 yılında sayın başkanın daha kitapçığın ön sözünde bir şey yapamadığını itiraf ettiği, bu süreç niçin kaynaklanmış, bunları burada belediyenin 2015 yılı gider kısmını incelediğimizde çok net bir şekilde bunu da ortaya dökmüş oluyor.
Mesela personel giderlerindeki artış kitapçıkta % 105, sermaye giderleri %112, faiz giderleri ise %281 oranında. Bunu bir önceki mecliste de aynı cümleyi kullandım. Bir önceki faiz raporunda, yani hem matematik hem de muhasebe kurallarının alt üst eden %281 gibi devasa bir artış oranında bir giderin oluşturulması, aslında bu belediyenin yaşamış olduğu ana problemi ortaya döküyor. Zaten yaklaşık 7 yıldır Silivri Belediyesi bu şekilde yönetildiği için, şuanda 130-140 trilyon civarında borcu ve bütün birimleri kangrene dönüşmüş, hiçbir faaliyeti yapamayacak bir belediye dönüştü.
BAĞIŞLAR NERE GİTTİ?
Başkan beyin ön sözünden devam ediyorum. Diyor ki, 'özellikle sosyal projelerimiz hiç durmadan devam etti. Kariyer istihdam ofisi, Engelli Koordinasyon Merkezi, Mahalle Evlerimiz, Kültür Merkezimiz 265 gün hizmetine devam etti.'
Şimdi tabi dedik ya biz belediye meclis üyesiyiz. Bir takım süreçleri sağlıklı değerlendirmek adına bu mevcudiyetin hem bugününü hem de geçmiş dönemlere bir bakmak lazım. Benim elimde 2014 yılına ait faaliyet kitapçığı da var, 2013 yılına ait faaliyet kitapçığı da var. Burada, örnek veriyorum Gıda Bankacılığından faydalanılan rakam sayısına baktığımızda neredeyse geçmiş yılların 3’te 2 oranında bir düşüşün yaşandığı bir süreç. Konuşulanlara baktığımızda Silivri’de birçok işadamı, birçok müteahhit Gıda Bankacılığı adı altında belediyeye bağış yaptıklarını ifade ediyor. Bu kadar bağışın yapıldığı bir gıda bankacılığı, acaba hangi şekilde ne gibi nedenlerle bu kadar cılız bir şekilde kalıp hizmetine devam etti.
TÜRAM, BAŞKANA REKLAM SİLKENT'E ZARAR İÇİN VAR
Yine aynı ön sözde sayın başkan diyor ki, 'tarımsal araştırma ve üretim merkezimizde bugün birçok çiftçimize ulaştık. Farkındalık çalışmalarımız hiç durmadan devam ediyor.'
Şimdi bu süreçle alakalı koltuğumuzda otururken, sayın başkanı da dinlediğimde, yanlış hatırlamıyorsam 3 yıllık bir süreç dahilinde TÜRAM hadisesi oluyor. Hala bir üretim noktasına inovasyon dediğimiz, sayın başkanımızın çok sık kullandığı, Silivri’nin çiftçileriyle halkıyla entegre olmuş bir ticari alışveriş boyutuna getirilen bir TÜRAM çalışması, sayın belediye başkanına reklam ve SİLKENT’e zarar ettirmesinin dışında şuan hiçbir faaliyeti yok.
TÜRAM SÜS BİTKİSİ YAPIYOR AMA
BELEDİYE YALOVA'DAN ALIYOR
Bakın kitapçığı inceleyin çok net bir şekilde göreceksiniz. Silivri’nin köylerine çıkın, mesela sorun bir çiftçiye. Bu belediye süs bitkileri yapan, caddelere sokaklara kaldırımlara süs bitkileri diken bir belediye. Sorun TÜRAM’dan ne alıyor. Sorun, Silivri’nin köylüsünden mi alıyor bunları diye. Maalesef müstakbel (CHP Milletvekili) Muharrem İnce’nin Yalavosı’ndan geliyor bunlar. Bitkisiyle, süs bitkisiyle, lalesiyle ünlü TÜRAM gibi örnek bir projesiyle öne çıkmış bir Silivri Belediyesi, bu hizmetleri kendi projesinden yapmıyor. Kendi ilçesinde kendi çiftçisiyle yapması, hem vicdani hem insani hem de kendi yöre halkını koruma noktasında çok daha sağlıklı çok daha anlamlı bir karar olurdu.
BİZ HİZMET İÇİN VARIZ
Yine ön sözden devam ediyoruz edelim. Diyor ki başkanımız 'Bu şehri üniversite kenti yapma hayalimiz her türlü baskıya ve engellemeye rağmen gerçekleşecektir.'
Her türlü baskı ve engellemelere rağmen ifadesini kitapçıkta okuyunca, Silivri Belediyesi meclis üyesi olarak geçmiş dönemde bu belediye üniversitelerle alakalı yapmış olduğumuz protokolleri bir inceleyelim dedik. Mesela Türk Hava Kurumu Üniversitesine biz AK Parti Grubu olarak evet demişiz. Burada bir engelleme süreci yok. Engelleme gibi bir gayretimiz olmuş olsa, sayın başkan herhalde burada hükümeti AK Parti’yi kastediyor, biz bu protokollerin tamamına hayır derdik. Yine Tavak Üniversitesini protokolünü inceledik, evet vermişiz ama üniversite sahte çıkmış. Sayın başkan ile bu konuda irtibat kuran kişiler, maalesef olmayan bir üniversiteyi sayın başkanımıza varmış gibi yutturmuş. Rumeli Üniversitesi’ne evet demişiz, ki bunun karşılığında biz Rumeli Üniversitesi’ne emsal artışı da sağlamışız, 'ama bunun karşılığında sen de bize bir kültür merkezi yap' demişiz. Rumeli Üniversitesi'nin yeri ve emsali alınmasına rağmen, biz hala sayın belediye başkanının 7’nci hizmeti döneminde Silivri’de niçin bir kültür merkezi olmadığının tartışmasını yaşıyoruz. Var mı Silivri’de bir kültür merkezi, yok. Üniversite sahipleri emsal artışını aldı mı, aldı. Peki problem ne burada? Yine sayın başkanın gözünün önünde atılmış bir imzayı, 'ben bu imzaya sahip çıkmıyorum' deyip tabiri caizse bu süreci gayri hukuki bir şekilde bertaraf etti. Şimdi burada engellemeyi kim yapıyor? Baskıyı kim yapıyor?
Mesela bir örnek daha vereyim. Aydın Üniversitesi’ni biz tam 2 kere mecliste Ak Parti Grubu olarak destekledik. Aydın Üniversitesi’nin bu şehre gelmesini istedik. Aslında geliş biçiminin ilçemize katacağı faydaları tek tek değerlendirdiğimizde, bugün Kadir Has Üniversitesi ile aslında göz gözeyiz. Bugün Rumeli Üniversitesi faaliyete geçtiğinde yine aynı süreci göreceğiz. Biz burada kendi içerisinde lostrasının, yemekhane salonunun, terzisinin, bakkalının, dükkanının, manavının dahi kendi kompleksinin içersinde olduğu bir üniversitenin Silivri’nin hiçbir mahallesine, Silivri’nin hiçbir halkına, Silivri’nin hiçbir esnafına hiçbir fayda getireceğini sanmıyorum. Buna rağmen bu bahanenin arkasına saklanmasın. Biz Ak Parti Meclis Gurubu üyelerimiz ile birlikte Aydın Üniversitesi'nin de her iki protokolüne burada evet dedik. Yine geçiyorum, Fenerbahçe Üniversitesi’nin protokolüne Ak Parti Grubu olarak Evet oyu verdik.
HİÇBİR ENGELLEME YAPMIYORUZ
Fenerbahçe Üniversitesi'nin Selimpaşa'ya gelme noktasında bir gayret var. Ben inşallah gelir ümidiyle yaklaşıyorum ama Fenerbahçe Kulüp Başkanının yapmış olduğu açıklama diyor ki, 'Ataşehir’de Fenerbahçe Üniversitesi yapılmasıyla alakalı planlar büyükşehirden geçti. Şuanda inşaat çalışmalarını yapıyorlar.' Eğer buraya Fenerbahçe Üniversitesi gelecekse de, ki çok ihtimal vermiyorum ben buna, sadece 1 veya 2 yıllık oradaki inşaat faaliyetleri tamamlanana kadar ki geçiş sürecinde Silivri’yi kullanmak adına bir durum söz konusu olacaktır. Şimdi baktığımız da doğru mu arkadaşlar? Sayın başkanın ifade ettiği ön sözde bütün baskı engellemelere rağmen tek tek size bütün protokolü ifade ettim. Maalesef bu da doğru değil, hiçbir engelleme yok.
SİLİVRİ'Yİ KONSERLER İLE OYALIYOR
TÜRAM meselesi, Silivri’deki üniversite oyalamacısı, başkan beyin tarihçi kimliğini aslında üstüste bindirdiğimizde, hani Portekiz kralı Salazar’ın meşhur bir sözü var. 'Portekiz'i bu kadar süreçle nasıl yönetiyorsun? diye sorduğunda Salazar’a, diyor ki 'Futbol ile oyalıyorum.' Bizim belediye başkanımız da maalesef Silivri’yi yönettiği günden itibaren konserler, üniversite şehri, silikon vadisi, işte 'alt yapısını bu sene yaptık, seneye inşallah onları yapacağız' diyerek şuanda güç bir hizmet sürecine girmiş oldu.
SEÇİMLERDE VAAT ETTİĞİ HİÇBİR HİZMET YOK
Yine aynı önsözü okumaya devam ediyorum arkadaşlar. Diyor ki Özcan başkanımız, 'Tüm bu perspektif ve ideallerle yolumuzda yürümeye devam edeceğiz.'
Şimdi ideal denilince benim aklıma üniversite geliyor. Yani ideal ve perspektif deyince benim aklıma kültür merkezi geliyor, Silivri Plajı’nın kirliği geliyor. Sayın başkanım ben 2009 ve 2014 yılında özellikle Silivri seçmenlerinin sunmuş olduğu projelere dikkat vermiş birisiyim. Perspektif denilince ve ideal denilince benim aklıma onlar geliyor ama bakıyorum kitapçıkta var mı? Yok. Gençlik Merkezi perspektifinden, köylerdeki muhtar binalarında çatı olmadığını da düşünmüş bir Silivri Belediyesi var. Ne var ne yapılmış diye baktığımda, muhtarlık binalarının çatı tamiratının yapılması, bilmem şuradaki okula 2 bidon sıvı sabunun verilmesi, Çayırdere Pazar yerine merdiven onarımının yapılması, hepsi bu. 2015 yılında Silivri Belediyesi’nin ideal ve perspektifleri böyle geçti.
BORÇLAR HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
2015 yılındaki gelir ve giderlerini kıyasladığımızda, 15 trilyon yeni borçla 2015’i çıkarttık. 2015 yılında 15 trilyon daha ilave borçla 2016 yılına geçen bir belediye var. 115 trilyon zaten bir borcu var. 7,5 trilyon daha borçlanma yetkisi aldı sayın belediye başkanımız, eder 123 Trilyon. 2015 yılından da 15 Trilyon üzerinde borcumuz eklendi. Arkadaşlar, 138 Trilyon borçla biz Silivri Belediyesi’ni 2016 yılına taşımız olduk. Şimdi 138 trilyon borç mevcut şartlar çerçevesinde, yani inovaktif bir süreç dahilinde baktığımızda, olabilir, belediye çalışıyordur deriz. Hizmet üretiyordur, borcu olabilir deriz. Ama belediyenin gelirine baktığınız, mesela 138 trilyon borcu var Silivri Belediyesi’nin, 160 trilyon da geliri var. Bunları birbirine kıyasladığımızda kasada sıfır para kalıyor. Yani her gelen rakam olduğu gibi borca gidiyor. Haliyle hizmet yapmak için belediyenin kasasında 1 kuruş dahi bulunmuyor. Ben Özcan başkanımızın önsözde ifade ettiklerini, katı muhalefet anlayışıyla, muhalefet yapmak amacında söylemiyorum. 130 gündem maddesi görüşmüşüz, 113'üne biz Ak Parti gurubu olarak evet vermişiz. Biz bir heves uğruna muhalefet yapan bir siyasi parti değiliz. Silivri’mizin faydasına, Silivri halkımızın yararına, belediyemizin yararına sağlayacak projelere Evet demişiz.
KASADA PARA YOKKEN NASIL KAMULAŞTIRMA YAPACAKSIN?
Sayın başkan biraz önce kamulaştırma yapacağım dedi. Fakat ekonomik göstergeler bunu doğrulamıyor. Yani para yok ki nasıl kamulaştırma yapacaksın? Bunun için belediyede bir bütçenin olması lazım. İşte şunu yapacağım, bunu yapacağım, şu kadar çalışma yapacağım, bu kadar çalışma yapacağım, Allah hem kendisine hem de bizlere sağlık verdiğinde biz 2016 yılının faaliyet raporunu seneye tekrar burada görüşmeye çıktığımızda, göreceksiniz sayın başkan diyecek ki 'biz işte yine inovatif' bilmem işte tarım, efendim kültür merkezi şunları bunları hazırladılar arkadaşlar, 2018’de inşallah başlayacağız' diyecek. 7 yıllık bir belediye başkanından Silivri halkına 7 yıldır yapacağız, edeceğiz, şunu yapacağız, bunu edeceğiz ifadelerinin dışında ben somut olarak hizmet üretmesini sadece Ak Parti Grubu adına değil, Silivri’de yaşayan sade bir vatandaş olarak da beklerim.
AYLIK 702 MİLYAR HALKIN CEBİNDEN ÇIKIYOR
Diğer yandan, % 281 oranında bu belediye faiz ödemesini arttırmış. 3 trilyon faiz ödemeyi göze alıp daha sonra 8 trilyon faiz ödeyen bir Silivri Belediyesi var. Bu faaliyet kitapçığında bu ne demek arkadaşlar biliyor musunuz? Şuanda Silivri Belediyesi’nin kasasında aya böldüğümüzde aylık 702 milyar devasa bir rakam Silivri halkının cebinden çıkıyor demek. Bunun nedeni de kötü yönetimdir.
KENDİ ZAMINIZI HÜKÜMET YAPTI DEDİNİZ
Halk ekmek sürecini değerlendirmek istiyorum. Eski belediye başkanımız sayın Selami Değirmenci’nin 15 yıl burada belediye başkanlığı yaptığı bir belediyede SİLKENT kart etti. Sayın Hüseyin Turan başkanımızın 5 yıl görev yaptığı bu belediyede SİLKENT kart etti. Ama şimdi zarar eden bir kuruluş haline sokup maalesef halk ekmek de gitti. 30'a yakın kişi işten çıkarılıyor. Kötü yönetim tarzının oluşmuş olduğu ortamda, Silivri’de birçok vatandaşımız ekmeğe gelen 25 kuruşluk zammı bir hükümet zammı olarak değerlendirdi. Oysa sayın belediye başkanımız, halk ekmek sürecini buradaki fırıncı tüccar arkadaşlara devrettiği günün ertesinde, Silivri’de % 25 gibi bir oran artışıyla Silivri’nin halkı bu ekmeği 1.25 kuruştan almak zorunda kaldı. Aynı süreci oluşturan düşünce yetmedi, birde araziye çıkıp 'bu hükümet zammıdır, bu zammı size hükümet yaptı' diye siyasi politikasını yapmaya çalıştı.
HANİ ÇADIRDAN YÖNETİRDİN?
Kültür merkezi sürecini sayın başkan ifade etti. Üzerinde folklor elbisesi olan, saz çalan, gitar çalan bir çocuk vücudunu bomba bağlamaz, bağlatmaz dedi. Evet, doğru söylüyor. Ben böyle bir yapının Silivri’mizde hala niçin bulunmadığını sayın başkana soruyorum. Bir kültür merkezini özellikle son belediye sürecinde yani 2009 yılında, belediye binasını kastederek 'Ben gerekirse bu belediyenin bahçesinde çadır kurarak halkıma hizmet ederim ama bu ilçeye bir kültür merkezi yapardım' diyen bir belediye başkanı, 7’nci yılının geçmesine rağmen hala kültür merkezini yapamıyor. Elimizdeki faaliyet kitapçığında sayın başkan diyor ki 'bize belediye yetmiyor.' Alansal olarak zayıf görüyor. Çadırda halkına hizmet etmeye razı bir anlayıştan 5 yıldızlı bir belediye binasında 7 yıldır kültür merkezini yapmamasına rağmen üzerine bir de bu belediyemizin fiziki imkanlarının rahatsız çalışamıyoruz bahanesiyle yoluna devam eden bir belediye süreci var.
TABELA İLE DUYGUSAL BAĞLAR OLUŞTU
Otopark mevzusuna aslında hiç girmek istemiyorum. Çünkü biz tabelayla gayet memnun bir hayat yaşıyoruz. Şahsen otopark panolarıyla yaklaşık 3 yıldır birbirimize karşı çok duygusal bağlar beslemeye başladık. 3 yıldır ben ona, o bana bakıyor. Bu kadar duygusal bağ ile bağlandığım bir tabelanın günden güne eriyip gitmesi içimi akıtıyor. En azından o tabelayı bir yenileyin, biraz daha canlı renkler kullanın, biz de o tabelaya baktığımızda bu üzüntümüzü gidermiş olalım. Yoksa otoparkın yapılacağı gibi sizlerden bir beklentim yok. Tabelayı yenileyin yeter.
HER AY 4 TRİLYONU GÖSTERİN ÖZÜR DİLEYECEĞİM
Hizmetlerin engellendiğini söylüyor sayın başkan. Büyükşehir'in yardım etmediğini de söylüyor. Arkadaşlar, yani İstanbul’daki tek ilçe belediyesi Silivri Belediyesi mi? Yanı başımızda Büyükçekmece Belediyesi var. Aydın Üniversitesi’ne biz burada Evet verdik, onlar gitti Büyükçekmece'ye açtı. 'Her ay 4 trilyon gibi bir parayı biz Silivri Belediyesi olarak Büyükşehir’e gönderiyoruz' diyor başkan. Çıkartın bu rakamları gösterin, ben özür dileyeceğim. Büyükşehir Yasası denen bir yasa var. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de olan bir süreç değil, Türkiye’nin tamamında büyükşehir yasasının çerçevesinde. İller Bankası'nın o ilçelere hizmet üretmek adına Büyükşehir’e göndermiş olduğu bir kaynak var. Sayın başkan bu kaynaktan bahsedelim. 'Büyükşehir bu kaynağı bana verse, ben Silivri’nin yollarını altından yaparım' diyor Özcan Başkanımız. Biyolojik arıtma tesislerinin maliyeti, değerli arkadaşlar eski parayla 1. 2 Katrilyon. Bir kere düşünüyorum, Büyükşehir belediyesi ayda 4 Trilyon Silivri Belediye Başkanımız Özcan Işıklar’a verseydi, iyi ki vermemiş yoksa o para da muhtemelen burada kaybolurdu. Ama eğer verseydi 4 Trilyonu, bugün Büyükşehir belediyesinin Silivri’de yapmış olduğu biyolojik arıtma tesisini yapmak için o 4 triyonu sayın belediye başkanı yemeden, içmeden, gezmeden tam 26 yıl toplaması lazımdı. Tam 26 yıl o 4 trilyonu toplamış olsa, Silivri’de bir tane biyolojik arıtma tesisinin maliyetine dahi denk gelen bir ölçü değil. Bu demek oluyor ki Büyükşehir buraya gerektiğinden çok daha fazla yatırım yapıyor.
3 YILLIK HİZMET ÖMRÜ KALDI
Belediyeler bir siyasi mantıkla kazanılır. Ama profesyonel bir mantıkla yönetilen yerlerdir. Silivri Belediyesi’nde böyle bir profesyonel mantık yok. Belediye başkanının 3 yıllık hizmet ömrü var. O hizmet ömründen sonra ben buraya belediye başkanı olarak gelecek kişinin Allah yar ve yardımcısı olsun diyorum. Yani 7 yılda 130-140 trilyon borçlanmış bir belediye olacak.
VATANINI SATMAYANLARI GETİRİN
Güzel bir faaliyeti var belediyemizin. Fuayene salonunda şu yazar, şu köşe yazarları, sosyal ve kültürel faaliyetler vs yapılıyor. Biz bunlara karşı değiliz, devam etsin, gelsin. Oraya alınan konuklar, bu vatanın birlik ve bütünlüğüne, bu vatanın yapısına saygı duyan insanlardan olsun. 'Olur ki bugün İran’la savaşırsak bizden tarafta yer alacak kişiler gelsin. Kutsal Silivri halkının huzuruna, vatanını karşı tarafa bu kadar ucuz satacak insanları çıkarmayın. Silivri halkına ihanet olur.
BELEDİYE BAŞKANI SAKİN OLMALI
Konuşacak daha çok şey var ama ben sözlerimi bitirmek istiyorum. Son bir konuya daha değinmek istiyorum. 7 yıllık süreçte hizmet üretemeyişin sayın başkanımızda oluşturmuş olduğu bir agresiflik var. Yüksek borç yükünün sayın başkanda oluşturmuş olduğu sinirsel bir ruh hali var. Silivri’nin hayrına faydasına herhangi bir gündem maddesiyle alakalı düşüncelerimizi ifade ettiğimde, sayın başkan sürekli 'benim bayramlık ağzımı açtırmayın' tarzında ifadeler kullanıyor. Ben bir belediye başkanına bu ifadenin çok yakışık almadığını düşünüyorum. Yine aynı sinir, aynı stresten olsa gerek. Bir kadını tokatlıyor, kendi partilisini belediyede sıkıştırıp dövüyor. En doğal hakkı olan eylem insanların üzerine zabıtaları gönderiyor. Kendi çocuklarının gözü önünde dövdürüyor. Ben bu konuyla alakalı başta sayın başkanımdan, daha sonrada Cumhuriyet Halk Partili meclis üyelerinden ve yine belediyenin üst düzey yöneticilerinden sayın başkanın sakinleştirilmesi noktasında bir boyut kazanılmasında, kendilerine yardımcı olmanızı istirham ediyorum. 3 yıllık bir süreci var. Huzur içinde geçirsin istiyorum. Bu duygu düşüncelerle, bu faaliyet raporunu hem sadece kendi anlattıklarımla değil belediye başkanının da anlattıklarıyla bu ilçenin vizyonuna, bu ilçenin geleceğine yakışır bir faaliyet olmadığını, Silivri’nin parasının her zaman ki gibi çarçur edildiğini, borç üzerine borç yüklendiğini, faiz oranın %281’e çıktığını ama bunun karşılığında hala hiçbir çalışmanın yapılmadığını göz önünde bulundurarak, Ak Parti Grubu adına Hayır oyunu kullanacağımızı ifade ediyor, saygıyla selamlıyorum.
YORUMLAR