Gazeteci İrfan Ermiş, Yörünge Haber'deki yazısında kanserle mücadelesini anlattı. Bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören irfan Ermiş, birçok hastaya umut olacak yaşantısını ve mücadelesini şu şekilde anlattı:
"Bugün siyaseti bir kenara bırakacağım çünkü sosyal sorumluluğumuz da var.
Bazen günde üç beş kere telefonla aranıyorum.
Sorulan soru şu; “İrfan Bey sizin kanseri yendiğinizi duyduk, bunu nasıl başardınız?”
Dün de bir hemşerim aradı, aslında bir ay içinde üçüncü arayışı...
Bir keresinde hastamızın annesi ile konuştum. Oğlu için çok kaygılı ve panik içindeler çünkü oğlu akciğer kanseri.
Kanser korkutucu, ürkütücü, tam bir baş belası hastalık ya insan ister istemez korkuyor.
İşte sırf bu yüzden bu yazıyı iyi okuyun ve iyi anlayın o zaman.
Bana ilk “kansersin” dediklerinde bende korktum, ‘eyvah öleceğim’ dedim.
Ailem ve beni sevenler de çok korktu ama korkunun ecele faydası yoktu.
Bana ilk teşhis Beylikdüzü Kolan Hastanesi'nde Doktor Nurçin Türkeli tarafından konuldu. Sonra Cerrahpaşa’da gerekli tahliller filmlerin ardından, patolojik sonuçlar gösterdi ki üçüncü evre akciğer kanseriyim.
Hatta yayılmaya başlamış, karaciğer ile lef bezlerime doğru yürüyüşe geçmiş. Sonra da kemikler...
İlk tedavi Cerrahpaşa’da sonra Beylikdüzü Medikana...
2013 ila 2014 yılları içinde 36 seans radyoterapi ile birlikte 14 seans kemoterapi...
Kemoterapi bitti “ameliyat” dediler ben reddettim. Ameliyat olmadım, memleketim Samsun’a gittim.
Tabi bunun yanında bir takım iğne ve türlü ilaçlar.
Giderken de aklımdan geçen, "bu kanser beni götürecek en azından köyümde öleyim."
İnanın aynen bunu düşündüm.
Beylikdüzü Medikana’daki Doktorum Ali Osman Kaya’nın sevki ile gittiğim Samsun’da Medikalpark Hastanesinde Doktorum Mustafa Kemal Gül’ün kontrolleri ile kalan kemoterapilerimi tamamladım.
Memleketin verdiği huzur ile kafam sakinleşti ve sağduyulu düşünmeye başladım.
İlk önce bir silkindim, yattığım yerden doğruldum, dedim ki ‘ulan kanser sana yenilmeyeceğim çünkü sana direneceğim. Eğer öleceksem bile kolay öldüremeyeceksin beni.’
Birde şunu hep düşündüm; "bu fani dünyada yiyecek ekmeğim, içecek suyum varsa Rabbim bir sebep mutlaka verir. Vade bitti ise hiç bir ilacın faydası olmaz."
İndim sahaya, başladım dağ dere, tepe ormanlarda gezmeye. Memleket havasını iliklerime kadar çektim. Gezdiğim yerlerde minnacık minnacık otlar bulurdum, körpe körpe onları yedim. Bizim oralarda ağaçla kabuk arasında bir sır olur, sulu sulu ağacın kabuğunu soyup onu yedim. Bu arada bu sır ağaçlarda bahar ile yaz aylarında olur. Birde bu sır yeşil çam ağacı ile kalın kayın ağaçlarında olur.
En önemlisi de temiz hava, bol oksijenli ormanlar huzur veriyordu bana.
Bu illet hastalığın panzehiri huzur. Evinde, işinde huzurun varsa, tedavi de yolu yarıladın demektir. Her hastalıkta olduğu gibi stresten uzak bir yaşam sürecek hasta. İşte ben buna çok dikkat ettim. Ben stres yapacak konulardan, komşulardan, arkadaşlardan uzak durdum.
Bu arada lafımın en önemli kısmını yazımın sonuma sakladım.
Burayı daha iyi okuyun ve anlayın.
Doktorunuza kulak verin. Tedavinizi aksatmayın, ilaçlarınızı düzenli kullanın.
Saçlarınız dökülecek, gülün geçin. Vücudunuz da kıl tüy kalmaz, gülün geçin. Ben kendi kendim ile dalga geçen adamım. Sizde tıpkı benim gibi espriler yapın, bol bol gülün. Kanser asık surata bayılır. Suratı asılı, morali bozuk birini görürse, hiç dayanamaz bir ay sürmez yer bitirir!
Kısacası sevgili dostlar, vakit gelmedi ise şifa için sebep çok. Vakit geldi ise yani vade doldu ise ne yapsanız faydası yok.
İşte ben bunlara inanarak yaşadım ve kanser denen illet ile mücadelemi sürdürüyorum.
“Sen nasıl yendin” diye arayıp soran dostlar. Ben de halen yenemedim sadece direniyorum.
Doktorlarım üç dört, bilemedim beş aylık bir ömür biçmişlerdi ama ben şu anda beşinci senenin içindeyimve mücadelemi hiç yorulmadan sürdürüyorum.
Elhamdülillah iyiyim, yiyorum, içiyorum, geziyorum, sağlıklı insanlar gibi işime gücüme bakıyorum.
Son olarak; bir yıl Levent’teki Neolife Hastanesi'nde Alptekin Bey’in ve bir yılı geçkin bir süredir de Zeytinburnu Yedi Kule Göğüs ve İç Hastalıkları Hastanesi'nde Doktor Murat Kıyıklı gözetiminde tedavin halen devam ediyor.
Yani demem o ki; SEN PES ETME, SENİ KANSER YENEMEZ.
Sağlıcakla kalın..."
İRFAN ERMİŞ'İN YAZISI İÇİN TIKLA
YORUMLAR