24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşecek erken seçim ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, şunları söyledi:

“ERKEN SEÇİM Mİ, KAYGI SEÇİMİ Mİ?”

“Türkiye’de 2016 yılı1 Kasımında yapılan halk oylamasında, 2019 yılı yeni cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi diye tarif edilen sistem oylandı. Bugün hala tartışmaları sürse bile ortaya çıkan sonuçla, 2019 yılında başkanlık seçimi yapılması kabul edilmiş oldu. Seçimin 2019 yılından önceye alınmış olması ile yapılan halk oylamasındaki söylemlerin hayata geçmediğini görüyoruz. Bu tespiti çok önemsiyoruz. Bu bir erken seçim midir? Yoksa konjonktürün getirdiği sonuçların halkın tercihleri yansıyacağı kaygılarıyla yapılan telaş içerisinde gidilen bir seçim midir? Bu tartışma Türkiye’nin gündemine oturmuştur. Kamuoyunda görüş ve düşünceleri takip ediyoruz. Her ne şekilde olursa olsun Türkiye seçim atmosferine girmiştir.

“DÜNYA SİYASET TARİHİNDE AZ RASTLANAN BİR OLAY..”

Bundan sonra parlamentonun aldığı karar üzerine seçim yapılacaktır ve süreç çok kısadır. Buna uyum sağlamak, ittifakların kurulabilmesi, siyasi partilerin kendilerine göre adaylaştırma süreci yaşaması, seçim sürecinin başlaması, kampanyalara geçilmesi, adayların belirlenmesi bunların hepsi seçim günü de dahil 65 günde yapılacak. Bu dünya siyaset tarihinde çok sık rastlanan bir olay değildir. Olağanüstü hal koşulları altında, aceleye getirilmiş, önceden açıklanan sürece uyulmayan bir süreç içerisinde seçime gidileceği görünüyor. Tüm bunları kamuoyu değerlendirecektir.

“ARTIK İDEOLOJİK YAKLAŞIMLARIN KARŞILIĞI YOK”

Ben her koşulda şuna inanıyorum; Türkiye’de bütün siyasi görüşlerin kendini sorguladığı bir süreç yaşıyoruz. İdeolojilerin ortadan neredeyse kalktığı yerine tamamen insanı var eden, yücelten; sanatıyla, sporuyla, kültürüyle, ekonomisiyle, refahıyla, yaşam umuduyla onu bir varlık yapıp sürdüren değerler, ideolojiden çok daha derinleşti. Yeni ideoloji insanın kendisiymiş, insanın varlık değerleriymiş. Hiç kimse milliyetçiliği, demokratlığı, muhafazakârlığı kendi odasıymış gibi görüp de bu odalara seçmen çağırmaktan vazgeçsin! Kimsenin odası yok. Biz büyük meydanlara açılan, büyük kitleleriz! Irmaklar denizlere akarmış, Türkiye’yi küçük küçük odalara bölüp toplumu kamplaştırmak isteyen zihniyetlerin ve ideolojik yaklaşımların sonuç getirmeyeceğine inanıyorum. Bir kişi hem milliyetçi, hem demokrat hem de muhafazakâr olabilir. Kendi milletini sevebilir, kendi değerlerini muhafaza edebilir ve bunu çağdaş bir yorumla da gündeme getirebilir. Hiç kimse kimseyi kategorize edemez. Kategorize edilmesine izin vermememiz lazım.

“TÜRKİYE AYDINLIK YOLUNDAN ÇIKARILAMAZ”

Hiçbir siyasi yaklaşım, farklılaştırma ötekileştirme amacında kullanılamaz. Hiçbirimiz, diğerimizin ötekisi değil, tamamlayanıyız. O anlamda baktığımızda aydınlıklar her zaman umuttur. Umut da ışığa gider. Ben inanıyorum ki gelecek, geçmişten çok daha aydınlık olacak. Çünkü gelen nesil teknolojiyle, bilgi toplumuyla ve bilgi toplumunun getirdiği süreci aşmış, artık 4.0 teknoloji toplumu ve 5.0’a giden endüstriyel çağları yakalayan nesiller geliyor, bilgiler artık çok kısa süreçlerde hayata geçiyor. Ben bilginin karanlığı deleceğine, yırtacağına, aydınlık bir ufka doğru yol alacağına inanıyorum. Türkiye de bu süreçten kopmaz, koparılamaz. Ne kadar yolundan çıkarılmaya, geriye götürülmeye çalışılsa da Türkiye derin bir medeniyettir. Binlerce yıllık devlet, yüzlerce yıllık parlamenter sistemi ve geleneği olan bir medeniyet, kendi yönetim iradesini çok daha temeli olan bir platforma oturtacağına inanıyorum.

“BU SÜRECİ VARLIK, BİRLİK, ÖZGÜR VE ÖZGÜVEN İÇERİSİNDE AŞACAĞIZ”

Önümüzde karamsar olmayı gerektirecek bir durum yok. Sandık gelecek, herkes düşüncelerini özgürce ifade edecek -ki inşallah öyle olur. Halkımızın vicdanında umut içinde, birlik içinde, varlık içinde, özgür bir biçimde yaşama istediğinin her zaman güçlü bir şekilde var olduğuna kesinlikle inanıyorum. Büyük Atatürk’ün dediği gibi Türk Milleti zekidir, Türk Milleti güçlüdür, çalışkandır. Bu süreçleri de büyük bir özgüvenle aşacağına inanıyorum. Seçim sürecinde siyasi partiler dâhil herkesin görüşlerini büyük bir özgüven içerisinde söyleyebilmesini, umut içerisinde olmasını temenni ediyorum.”