CHP Silivri ilçe kongresinde konuşma yapan CHP'li 3 meclis üyesinin kendi partilerini eleştirmesi dikkat çekti. İşte o sözler:
KIRKICI: HATALARI DÜZELTMELİYİZ
CHP Silivri Belediye Meclis Üyesi Süheyl Kırkıcı, söz alarak konuşma yaptı. Özeleştiride bulunmasıyla dikkat çeken Kırkıcı, "Bu ülkenin sadece AKP'ye mecbur olmadığını, alternatifinin olduğunu, yani bunun mümkün olduğunu bugünden anlatmamızla olacaktır. Bunun için önce özeleştiri yapacağız arkadaşlar. Her şeyin güzel olmasını temenni ediyoruz ama önce aynaya bakacağız. Nerede hata yapıyoruz, nerede insanlara dokunamıyoruz değerlendireceğiz. Bunları yapmazsak, her seçimde alacağımız oy bugünden farklı olmayacaktır" dedi.
UZUN: CHP'DE KANALLAR TIKANDI
Bir diğer Meclis Üyesi Devrim Uzun da, aynı Süheyl Kırkıcı gibi parti içi eleştiride bulundu. Genel Merkezi eleştiren Uzun, "Demokrasiden bahseden bir partide, demokrasinin bütün kanalları tıkanmıştır" dedi. Kurultay için imza toplamak isteyenlerin önü tıkandığını belirten Uzun, "Bir kurultay için imza toplanamıyor. Silivri Belediye Meclis üyesi kimliği ile değil delege kimliğimle konuşuyorum. Önce ilçeleri sağlıklı örgütlenmeyle başlayacaksınız, iller de sağlıklı olunca bu dizayn Genel Merkez’in şeklini oluşturur. Ahbap çavuş ilişkisine devam eden Genel Merkez, alt yapıyı kurmadan üst yapıyı kurarak bugünkü duruma gelinmesine sebep oldu. Partideki demokrasi tıkanıklığı çözülmeli" diye konuştu.
BULUT: AKP POLİTİKALARINA SESSİZ KALIYORUZ
CHP'nin genel politikasını eleştiren bir diğer meclis üyesi ise Doruk Bulut oldu. Bulut da mevkidaşları gibi "partideki sorunlardan" bahsetti. Genel Başkan Adayı Muharrem İnce'ye yakınlığıyla bilinen Doruk Bulut, şu konuşmayı yaptı: "Ülkemizin geleceği açısından tehlikelerle bügün kü durum karşısında yapılması gereken; tepeden tırnağa, üstelik vakit geçirmeden yenilenmektedir, tazelenmektedir. Başarısızlıkla hesaplaşmaktır. Başarı için yeni söylemlere, yeni kadrolara bayrağa teslim etmektir. Değişmek, yenilenmek bir ırmağa benzer. Irmak, denize ulaşana kadar sayısız kaynaktan beslenir, onlarla yenilenir, değişir. Ama bu kaynaklar, çıkış kaynağının varlığını ve önemini asla değiştirmez. Oysa bugün, partimizde ilk kaynağa vurgu yapmak, hoş karşılanmayan, unutturulmaya, "ulusalcılık" adı altında kararlanmaya, aşağılanmaya çalışılan bir tavırla karşılanmaktadır. 13 yıldır iktidarda bulunan AKP, Cumhuriyet devrimlerine, kazanımlarına savaş açmıştır. Yeni Türkiye adıyla, Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadoğu'nun otoriter, gerici, çatışmacı rejimlerinin arasına itmiş; çağın ilerici ve özgür düşüncelerinden uzaklaştırma yolunu seçmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi, bu gerici, otoriter, faşizarf politikalar karşısında halkın kaygılarını giderecek bir politik kararlılığın merkezi olmak yerine, bu politikalara meşhuriyet kazandıran bir tutum sergiler konuma gelmiştir. Dahası, halkın muhafazakar ve sağ politikalardan yana olduğu iddiasını ileri sürerek, kendi temel ilkelerini önemsizleştirmiştir. Oysa Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi, son yıllarda AKP'nin Cumhuriyetçilik ve laiklikle bağdaşmayan politikaları karşısında sessiz kalmış; toplumun, etnik kimlik ve mezhep temelinde küçük parçalara ayrıştırılmasına karşı bir direniş sergileyememiş, alternatif olamamıştır. 2019 yılında üç seçim bizi bekliyor. Başarı bizim yaptıklarımızdır. Başarı kazanılır. 13 yıldır anamuhalefet partisi olan bir parti oy verin gitsinler denilen bir parti tarafından 35 gün istikşafi (keşif) yapılacak parti olmamalıdır. Amalara sığınmayan bir parti olmalıyız.
Çözüm, sürüklenen, dönemsel gelişimlere teslim olan, gücü elinde bulunduranların söylediklerinin peşinden giden bir parti olmak yerine, CHP'nin kendisi olmasıdır. CHP'nin kendisi olması, kendini toplumun farklı kesimlerine kapatması değil, kendine özgüven duymasıdır. Oysa bugün temel sorunlarımızdan biri, partimizin kendine ve politik çizgisine özgüveninin kalmamasıdır."
YORUMLAR