24 Temmuz Basın Bayramı öncesi İYGAD’ın daveti ile, Çatalca’da bulunan Flamingo Köy’de düzenlenen pikniğe yoğun katılım gösteren basın mensupları, aileleri ile birlikte gönüllerince eğlenmenin tadını da çıkardı. Kendi aralarında kurdukları takımla futbol oynayan gazeteciler, kimi zamanda voleybol oynayarak stres attı. Pikniğe çoğunlukla aileleri ile gelen gazetecilerin çocukları da piknik alanının bir başka rengi oldu. Çatalca’da düzenlenen piknik öncesi İYGAD, Beylikdüzü’nde hazırda bulundurduğu bir otobüsle de piknik alanına ulaşımı sağladı.
Mesleğin gereğini yerine getirelim yeter
Alınan ikramların ardından davetlilere ve mekân için emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmasına başlayan İYGAD Başkanı Mehmet Mert, “Hepinizin bildiği gibi, 24 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyetin yürürlüğe girmesiyle birlikte, çıkan gazeteler sansür memurlarına verilmeden basılmış ve bugün sansürün kaldırılması olarak tarihe geçmiştir. Gazeteler hürdür, sansür yasaktır, inancı ile gazeteciler ve halk bu karara sahip çıkmıştı. 25 Temmuz 1908 sabahı dağıtılan gazeteler farklıydı artık. Özgürce yayımlanan gazetelere halkın ilgisi de büyük oldu. Bazı gazeteler satışlarını 2 binlerden 5 binler düzeyine çıkardı. Fiyatı 10 kuruş olan İkdam karaborsada yarım liraya kadar alıcı bulabildi. Bir ay içinde 200 yeni gazete için yayın hakkı alındı. 24 Temmuz bir anlamda gerçek gazeteciliğin patlama yaptığı gündü. Bu nedenle 24 Temmuz Cumhuriyet Dönemi’nde Türk basınından sansürün kaldırılması ve basın bayramı olarak ilan edildi. Daha sonra kutlamalar “geleneksel gazeteciler günü” adı altında yapılmaya başlandı.
Düşünce ve ifade özgürlüğü ülkemizde hemen her dönem sıkıntılı bir süreci yaşamakta, Gazeteciler, yazarlar, çizerler her gelen iktidarın baskısına maruz kalmakta, basın emekçisi işini kaybetmekte, özgürlüğünü kaybetmekte, yayın organları kapatılmakta veya el konulmakta… Basın emekçileri mesleklerinin gereklerini yerine getirmeye çalışırken hedef haline getirilmekte, "ya yandaşsın ya da karşı” anlayışı ile kutuplaştırılmakta, darp edilmekte, şiddete maruz kalmakta, bazen de yaşamlarına mal olan suikastlara kurban gitmekte…Ancak, özgürlük ve hakikatin peşinden koşmak o kadar güzel birşey ki; bu güzel mesleği yerine getirmek isteyen ilkeli meslektaşlarımız hiçbir zaman, her türlü zulme ve baskıya rağmen, engellemelere rağmen bu güzel şeye ulaşmayı ve hakikati kamuoyu ile paylaşmayı bırakmadılar. Buradan, her dönem, her şartta, hakikati savunan, evrensel gazetecilik ilkelerinin hakkını veren, gerçeği sadece gerçeği kamuoyu ile paylaşan tüm meslektaşlarımızı saygı ile anıyor, onlara şükranlarımızı gönderiyoruz…
Aslında dün sansür gazetelerin baskıdan önce denetimcilere gösterilmesi idi. Bugün ise baskıdan sonra sansür var, değişen bir durum yok. Yine de biz mesleğin gereği ne ise onu yerine getirmek durumundayız. Bütün bu karamsar tabloya rağmen, bir gün mutlaka yaşamın her alanında özgürlüğün ve bilimin kazanacağına inancımızı koruyarak, bu güzel doğa manzarası ve enerjisi eşliğinde, tüm tutuklu meslektaşlarımıza özgürlük, baskı ve şiddetten uzak bir medya dünyası, gerçekten bayram havasında kutlayacağımız nice ''24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı'' diliyorum…
Basın özgür değilse, ülke özgür olamaz
İYGAD Disiplin Kurulu Başkanı Mustafa Dolu'da söz alarak; “24 Temmuz’u başkan anlattı. Şimdi merkezden haberler geldiği için sansüre gerek kalmadı. Bir şey yazılınca kendinizi bulduğunuz yer hapishane oluyor. Tüm arkadaşlarıma düşüncelerini özgürce anlatabilmeleri temennisi ile hepinize saygılar sunuyorum” diye konuştu.
Gazetecilere bu özel günde mekanını açan Flamingo Köy sahibi Metin Atasoy ise söz alarak; Sadece bugün değil, hergün objektif gazetecilere mekanımız açıktır. Bir ülkenin basını özgür değilse o ülke özgür olamaz” diye konuştu.
İYGAD Başkan Yardımcısı Hüseyin Çetiner İYGAD’ın çalışmalarının çok önemli çalışmalar olduğunu dile getirdi. Daha sonra söz alan İYGAD Yönetim Kurulu Üyelerinden; Osman İslam pikniğin çok hoş olduğunu geleneksel hale getirilmesini isterken, Celal Karaali, 24 Temmuz’da özgürlük olup olmamasının sorulması gerektiğini, Kadir Çetin, radyonun en özgür medya mecrası olduğunu, Barış Emregül kısa bir teşekkür konuşması gerçekleştirdi.
Yerel basında sansür yok!
Basından sansürün olduğu konusuna katılmadığını söyleyen İYGAD eski başkanı Ali Tarakçı ise şunları konuştu: “Sansür olduğuna ve özgürlük olmadığını söyleyenlere katılmıyorum. Yerel basında sansür yok, yerel basının sahiplerinin kendi otokontrol sansürleri var. 24 Temmuz ve Abdülhamit dönemine laf söyleniyor ama yerel gazetelerde kendi sayfalarını başkalarına gönderen arkadaşlarımızda var. Genel olarak özgürlük ve adalet gibi sorunlar var ama bu cumhuriyetin kuruluşundan bu yana var olan bir sorun. Bir şeyi yazmak istiyorsanız bunun bir bedeli var. Ben çekinmeden yazıyorum, bedeli varsa çekmeye hazırım. Basının özgür olması için kafanızdaki sınırların kalkması lazım. Bugün elbette sorun var ama arkadaşlarımız meslekle ilgili yaptıklarını sorgulaması gerekir.''
YORUMLAR