19 Mayıs ile Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının verdiği mücadeleyi şöyle anlattı:
"Birinci Cihan Harbinden yenik çıkan Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı. Yapılan antlaşma, ülkemizin fiilen paylaşılması ve vesayet altına alınması anlamına geliyordu. Savaş sırasında yapılan gizli antlaşmalarla nüfuz bölgeleri tespit edilmişti. Mütareke hükümleri İtilaf devletlerinin istedikleri yeri işgal etmelerine zemin teşkil ediyordu. Ülkede, büyük devletlerin ve bilhassa İngiltere’nin insaf ve merhametine ve ABD’nin mandasına bel bağlayanlar çoktu. Ancak Türk milleti, savaşların bütün yıkımına rağmen esarete, zillete katlanmayı kabullenmedi.
Daha savaş devam ederken, savaşın kaybedilmesi ihtimaline karşı direnişin hazırlıkları başlamıştı. Mütareke ve sonrasındaki işgaller üzerine her tarafta vatanı savunmak için cemiyetler oluşturulmaya başlandı. Genel olarak müdafaa-i veya muhafaza-i hukuk (yani milletin haklarını korumak ve savunmak) adıyla oluşan bu kuruluşlar mahalli seviyede teşkilatlanmaya devam ederken İstanbul’da vatanın kurtuluşu için çareler arayan vatanseverler de boş durmuyordu. İşgal kuvvetlerinin gemilerini seyrederken kendinden ve milletinden emin büyük bir komutan “geldikleri gibi giderler” demişti. İşte, Türk’ün tarihte yazdığı büyük destanlardan biri olan Çanakkale’de parlayan bu yıldız, şimdi çok daha büyük bir görevi üstleniyordu. Görünüşte 9. Ordu Kıtaları Müfettişi olarak Anadolu’ya giden bu büyük komutan, Mustafa Kemal Paşa, İzmir’in işgalinden dört gün sonra, bir başka liman kentimize, Samsun’a ayak bastığında Türk’ün makus talihinin değişeceğinden emindi. Milli Mücadeleyi ve Cumhuriyetin kuruluşunu anlattığı Nutuk adlı eserine Samsun’a ayak basmasıyla başlamasının ve o eseri Gençliğe Hitabe ile bitirmesinin anlamı çok açıktır.
Türk’ün yeniden dirilişi, büyük önderin Anadolu’ya geçerek Samsun, Havza, Amasya’da hedeflerini ve ana stratejiyi ortaya koyması ve akabinde Erzurum ve Sivas kongreleri ile direniş hareketlerini kendi liderliği etrafında toplamasıyla başlayacaktır. Son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında Misak-ı Millî’nin kabul edilmesi, Meclisin kapatılması sonrasında ise Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisinin toplanması bu sürecin kilometre taşlarıdır.
Mustafa Kemal Paşa ve maiyetinin 19 Mayıs 1919’da, bundan tam 101 yıl önce Samsun’da yaktıkları İstiklal ateşi 9 Eylül’de İzmir’in işgalden kurtarılmasıyla bütün yurdu aydınlattı. Bundan sonrasında ise artık devrini tamamlayan saltanat rejiminin ilgası, İtilaf devletleri ile barış yapılması ve nihayet bütün bunların sonunda Cumhuriyetin ilanı gerçekleșecektir.
19 Mayıs’ın yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Millî Mücadelemizin eşsiz kahramanlarını ve geçmişten günümüze kadar bu vatan ve bayrak için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi saygı, şükran ve rahmetle anıyorum. Sözlerimi Gazi’nin Gençliğe Hitabesindeki şu cümlelerle bitirmek istiyorum:
“Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.”
“Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Ahmet Refik BEK
İYİ Parti Silivri İlçe Bașkanı
YORUMLAR