Geçtiğimiz aylarda AK Parti Silivri İlçe Başkanı atanan Rıfat Kutlu, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte kendisine dernek olarak ilk hayırlı olsun ziyaretine gelen Silivri Samsunlular Derneği’ne iade-i ziyarette bulundu. Dernek üyelerinin sıkıntılarını ve sorunlarını dinleyen Kutlu, Silivri Belediyesi’nin mevcut yönetim şeklini eleştirerek göndermeler yaptı. "Silivri’de Ak Partili bir belediye olmadığı sürece gerilemeye devam ederiz" diyen Kutlu, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, en büyük yatırımı Silivri’ye yapıyor. Çalışmalarını aniden durdursa, Silivri’de çivi sesi dahi çıkmaz" ifadesini kullandı.
Ziyarette ilk olarak, Silivri Samsunlular Derneği Başkanı Bilhan Ahçıoğlu bir konuşma gerçekleştirdi. Memnuniyetini dile getiren Ahçıoğlu, ilçe başkanlığı görevinde Kutlu'ya hayırlı olsun dileklerinde bulunarak teşekkürlerini sundu. Ahçıoğlu'ndan sonra konuşan Ak Parti Silivri İlçe Başkanı Rıfat Kutlu, yerelden gelene bir çok konuya değindi. Samsunluların, Silivri'de nüfus olarak ciddi bir sayısının olduğunu aktaran Kutlu, "Dernekleşmekte geç bile kaldınız" diyerek güçlü bir kurum olunacağını dile getirdi.
“ALLAH HEPİNİZDEN RAZI OLSUN”
“Çok değerli dernek başkanım, kıymetli Samsunlu hemşerilerim, hepinizi AK Parti İlçe Başkanı olarak muhabbetle selamlıyorum. Sağ olsun dernek yönetimi bizim de ilçe başkanlığı sürecimiz yeni doğduğunda bize ilk gelen dernekti. Biz de seçim yoğunluğunu atlattıktan sonra derneklerimize iade-i ziyarete, yani karşı teşekkür etmeye ilk Samsunlular Derneğinden başlarız dedik. Bu vesileyle de ilk ziyaretimizi gerçekleştirdik. Allah hepinizden razı olsun. Ben böyle bir camianın çerçevesinde Silivri’de ikinci en büyük hemşeri potansiyelini oluşturan bir derneğin aslında bu manada dernekçilikte biraz geç kaldığı serzenişinde bulunayım. Samsunlular nüfus yoğunluğu itibariyle Silivri’de Tokat ilinden sonra en büyük ikinci ilimiz. Ben derneğin kuruluş aşamasını da biliyorum. Samsun geç kuruldu ama inşallah iyi olacak. Daha fazla hemşerisine hitap edecek bir dernek haline gelecek. Kıymetli dostlar, bizim buraya geliş amacımız karşı bir teşekkür etmekti. Dernek bize hayırlı olsuna geldi. Biz de derneğe Allah razı olsun, teşekkür ederiz demeye geldik. Bu manada AK Parti Silivri İlçe Başkanı ve belediye meclis üyesi kimliğimiz var. Teşkilattaki arkadaşlarımızla birlikte eğer kafanıza Silivri’yle, genel gündem politikalarıyla ilgili takılan hususlar var ise bunları bildiğimiz kadarıyla sizlerle paylaşmaya çalışacağız inşallah”
“OYLARINIZ İNŞALLAH LAYIĞINI BULMUŞTUR”
“Bugün içinde bulunduğumuz süreç itibariyle hem Türkiye’mizin hem Silivri’mizin kısa bir özetini ifade etmek gerekirse, biz buraya seçim döneminde geldiğimizde, 'Arkadaşlar rengimiz ne olursa olsun, siyasi ideolojimiz ne olursa olsun (CHP-MHP’ye oy veren arkadaşlarımızın tercihi başımızın üstünde, HDP hariç, o siyasi parti maalesef bugün PKK ile eşdeğer) vatanına milletine hizmetle yola çıkmış bütün siyasi parti ve düşüncelere elbette saygımız var' dedik. Burası bir hemşeri derneği. İçimizde MHP’li, CHP’li, AK Partili, farklı siyasi partilere oy veren arkadaşlar vardır. Bunların tamamını biz başımızın üstünde saygıyla karşılıyoruz. Oylarınız inşallah layığını bulmuştur diyorum. Buraya ziyarete geldiğimizde o günkü şartlarda ifade ettiğim sözü tekrar etmek istiyorum, 'Biz size AK Parti’ye oy verin demeye gelmedik. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu tekrardan Başbakan seçilsin, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olsun, O'na da başkanlık yolu açılsın, biz bu yüzden mücadele ediyoruz' demedik. Biz bu konjonktür çerçevesinde bugünkü Türkiye’nin hali itibariyle, Türkiye’nin tabiri caizse namusunu, kardeşliğini, bekasını muhafaza edecek tek siyasi parti AK Parti’dir dedik. Bugünkü siyasi atmosfere baktığımızda gerçek olduğunu görüyoruz. O gün bir Selahattin Demirtaş profili oluşturdular. Sırtını PKK’ya, bu ülkenin kardeşliğini bölmeye çalışan bir örgüte dayayan Selahattin Demirtaş’ı Türkiye’nin en çok seyredilen televizyon baronu diyebileceğimiz kanallarda bir barış elçisi tarzında elinde saz verip farklı bir model büründürdüler. Ama iyi bir siyasi başarı elde etmesi değildi, Selahattin Demirtaş’ı onlar da sevmezdi ama amaç Demirtaş’ı veya HDP’yi meclise sokup AK Parti’yi Türkiye’nin üzerinden çekip ülkeyi eski haline götürmekti. Yani 1980’lerin 1990’ların Türkiye’sine bu manada götürmekti”
“KARDEŞLİK ORTAMINI SAĞLAYACAK BİR AK PARTİ HÜKÜMETİ VAR”
“Bu çerçevede biz AK Parti Teşkilatları olarak, 'Ben AK Partiliyim. Ben Tayyip Erdoğan’ı destekleyen bir siyasi hareketim. Ben Ahmet Davutoğlu’nu destekleyen bir siyasi hareketin temsilcisiyim ama 1 Kasım seçimleri Türkiye için şu açıdan önemli; AK Parti’nin, MHP’nin, CHP’nin hatta HDP’nin yaşamış olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasını, huzurunu, refahını muhafaza edecek bir siyasi iktidarı hep birlikte bizim desteklememiz lazım' dedik. Bugünkü şartlarda o gün ifade ettiğimiz her şeyin bugün tek tek gerçekliğe kavuştuğuna şahit oluyoruz. Bir milletvekili çıkıp, 'Eğer Türkiye ile İran günün birinde karşı karşıya gelirse ben İran’ın safında yer alır Türkiye’ye karşı savaşırım” diyen bir zihniyeti kendi bünyesinde barındıran bir CHP’nin, Allah muhafaza, bugünkü şartlarda bu ülkeyi yönettiğini düşündüğünüzde arkadaşlar bu ülkenin başına gelebilecek hadiseleri de ben görebiliyorum.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE SAVAŞAN BİR YAPIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
“Doğu, Güneydoğu, Suriye’de yapılmaya çalışılanı televizyonda izlediğimizde birçoğumuz kanal değiştiriyoruz. Sabahlara kadar makineli tüfeklerin başında nöbet tutan askerlerimiz, polislerimiz var. Maalesef şehit olan askerlerimiz, şehitlerimiz var. Öyle bir atmosfer yaratılıyor ki, Türkiye aslında bu manada öyle de bir güce gelmiş ki eskisinde dağda savaşmayı göze alan PKK artık dağ kadrosu, 'Ben bu savaşı Türkiye Cumhuriyeti’nin askerine, kolluk kuvvetine karşı veremem. Ben şehre ineyim oradaki masum halkı önüme perdeleyim, eğer öldürülürse diyeyim ki Türkiye Cumhuriyeti sivil vatandaşlar öldürüyor. Öldüremezlerse de zaten askeri, polisi ben öldüreceğim bu da haneme artı yazacak ' düşüncesiyle masum halkın arkasında Türkiye Cumhuriyeti’yle savaşan bir yapıyla karşı karşıyayız. Sosyal medya bu noktada çok yüksek manada bilgi kirliliği oluşturuyor. Bizler de şahit oluyoruz, 'Türkiye Cumhuriyeti Doğu'da Güneydoğu'da masum halkı öldürüyor. Bundan haberiniz var mı?' diyorlar. Buna en güzel örnek 2-3 gün önce yanlış hatırlamıyorsam Sur ilçesinde elinde bombayla kolluk güçlerimize saldırmaya çalışan bir çocuk vardı ve bomba elinde patladı. İlk müdahaleyi kim yaptı? Polisimiz yaptı. Polisimizi öldürmeye çalışan bir yapıya karşı bomba elinde patlayan bir çocuğa ilk müdahaleyi kendisi yapacak kadar bu ülkenin polisinde, askerinde bir vicdan var. Bunun yanında tabi ki savaşma kabiliyeti de var. Eğer o bombalama olayında polisimiz, askerlerimiz şehit olsaydı o genç çocuğun adı o zaman masum vatandaş olmayacaktı. Eğer çocuk ölmüş olsaydı bu çocuğun adı da masum sivil halk olacaktı. Ama Allahu Teala öyle bir mekanizma oluşturdu ki, çocuk kolluk güçlerimize karşı bombayı atacakken bomba elinde infilak ediyor, ilk müdahaleyi yine Türkiye Cumhuriyeti yapıyor. Burada da hem hükümetimizin, hem devletimizin, hem polisimizin, hem askerimizin ne kadar o bölgede santim santim çalıştığının da açık bir göstergesi. Rabbim bu manada Kırklareli’nden tutun Şırnak’ına kadar, Sinop’undan tutun Hatay’ına kadar yaşayan bütün halkımızın kardeşliğini inşallah bozmasın. En büyük duamız bu olmalı.
'YERİ GELDİĞİNDE KANLI, YERİ GELDİĞİNDE KANSIZ ATLATILDI'
Oluşturulmaya çalışılan bir sistem Türklerle Kürtleri karşı karşıya getirmek. Geçmişte sağcılarla solcuları, daha öncesinde Alevilerle Sünnileri karşı karşıya getirdiler. Türkiye siyasi tarihi itibariyle maalesef bu tarz girişimlere hep şahit olmuş ve bunları hep halkın sağduyusuyla, yeri geldiğinde kanlı, yeri geldiğinde kansız bir şekilde atlatmayı başarabilmiş bir tarihin evlatlarıyız. Bizler siyasi düşüncelerimizi bir kenara bırakarak CHP’li, MHP’li, PKK sempatizanlığı duymayan HDP’li arkadaşlarımızla da kucaklaşacak ve bu ülkenin bütünlüğü için birbirimize kenetlenmemiz gereken bir zaman diliminde olduğumuzu düşünüyorum”
“BU PARA NEREDE?”
AK Parti İlçe Başkanı Kutlu, genel konulardan sonra yerel sorunlara değindi. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ı eleştiren Kutlu, "Bu paralar nerede?" diyerek adeta hesap sordu. Kutlu, şöyle devam etti: “2015 yılının Aralık ayı meclis toplantısında Silivri Belediye Meclisine bir gündem maddesi geldi. Bu konuyla alakalı grubumuzla istişarede bulunduk. Özcan Bey, 7,5 trilyonluk bir borçlanma yetkisi istedi. Bu 7,5 trilyonluk borçlanmayı Sayın Belediye Başkanı neye karşılık alacak? 7,5 trilyon borçlanacağım sahil düzenlemesi, Kültür Merkezi yapacağım, özellikle hemşeri derneklerine vaat etmiş olduğum bütün hemşeri derneklerini ortak bir çatı altında buluşturacak bir proje yapacağım ise, böyle bir borçlanma biçimiyse, bütün vatandaşlarımızın hizmetine sunulacak bir projeye hep birlikte evet verelim. Sayın Başkan niçin borçlanıyorsunuz, bunun karşılığında projeniz var mı dedik. Projem yok, borcum var dedi. Bu borcu nasıl yaptın? Kültür Merkezi yaptın mı? Yok. Bu borçla alakalı faaliyete geçirdiğin alt yapı üst yapı var mı? Yok. Hiçbir yatırımı yok. İki üç tane taş döşeme dışında farklı bir çalışma yok. Hiçbir şey yapılmamasına rağmen Silivri Belediyesi’nin 115 trilyon borcu var. Bu, meclis üyelerimize vermiş olduğu rakam. 7,5 trilyon da yeniden borçlanma yetkisi istedi. Biz hayır dedik, CHP evet dedi. Çoğunluk onlarda olduğu için meclisten oyçokluğu ile geçti. 122,5 trilyon şu anda Silivri Belediyesi’nin borcu var. Silivri Belediyesi’nin 2016 yılı için genel bütçesi 160 trilyon. 2015 bütçesi de yanlış hatırlamıyorsam 154 trilyondu. Bütçesinin %85’ine yakın bir rakamı borca giden bir belediye düşünün. Yani ben işçiyim benim 1000 lira maşım var ama 800 milyon her ay ödemem gereken bir kredi borcum var. Ben kendi evimin eksikliklerini böyle bir çerçevede gider bilir miyim sizce? Gideremem Silivri Belediyesi böyle bir vaziyette… 115 Trilyonluk borcu neye karşılık oluştu; Vergi Dairesine, Bağkur’a, İller Bankasına, SSK’ya, hep borcu var. Bu borçların hiç biri ödenmemiş. Birçoğunuzu ismen veya şahsen tanıyorum. Hepimiz inşaat sektöründe geçinen insanlarız. O kadar inşaatlardan harç alıyorsun, çöp vergisi, emlak vergisi ücretlerde bunun cabası olmasına rağmen bunlarla hiç borç ödememişsin. Bunları yatırıma da dönüştürmemişsin. Peki bu para nerede?”
“SİLİVRİ HALKININ PARALARI ÇARÇUR EDİLDİ”
“Örneğin şu kumarhane görüntülerindeki meseleyi biz kurcalamadık. Bir çoğunuz sosyal medyayı kullanıyorsunuz. Bulgaristan’da bir kumar hanenin önünde kendi meclis üyesinin çekmiş olduğu fotoğrafta Silivri halkının paralarını kumar makinalarıyla inatlaşarak çarçur eden bir belediye yönetimi var. Böyle bir belediye yönetimi AK Partili de olsa CHP’li de olsa MHP’li de olsa Allah bizden uzak tutsun”
“AK PARTİ ZİHNİYETİNDE 'BEN HALKIMA HİZMET EDERİM' DÜŞÜNCESİ VAR”
“Silivri’de yaygınlaştırılmaya çalışılan bir söylem var. Silivri’de AK Parti birinci çıkamadığı için hizmet yapmıyor diye laf uyduruyorlar. Sizlerin de kulağına geliyordur. Şimdi gerçekten şundan emin olun, Silivri’nin tamamında bir gezi yapsak, beldelerde, köylerde veya merkezde, sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çalıştığını görürsünüz. İBB’den bir talimat çıksa, deseler ki 2 ay boyunca bütün iş makinalarını arazilerden çekin deseler, Silivri’de çivi sesi dahi duymazsınız! Yol bakım asfaltlama çalışmalarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapıyor... İSKİ Kanalizasyon çalışmalarını şuanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapıyor... Silivri’nin en ücra köylerine dahi doğalgaz götürüyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi! Örneğin en ücra bölgede 100 tane hane var. Oradaki kişiler aylık 200 veya 300 liralık doğal gaz maliyeti oluşturduğunda köye döşenen boruların maliyetini 20 yılda devlet geriye alamıyor. Ak Parti zihniyetinde ben halkımın sırtından kar edeyim düşüncesi yok. Ben halkıma hizmet edeyim düşüncesi var. Şuanda biz şehirden 30 veya 35 km uzaktaki köylere dahi doğalgaz götüren bir yapının temsilcileriyiz. Silivri’de eski parayla 1.2 Katrilyon gibi bir rakama İSKİ’nin şuanda Silivri’nin sadece denizine kirli su gitmesin diye yapmış olduğu bir yatırım var. Şimdi cezalandıran bir sistem eğer böyle cezalandıracaksa bizi dostlar başına derim ben…”
“SELİMPAŞA’DA 40 TRİLYONLUK ARAZİ SATILDI”
“Silivri’den çıkın İstanbul’un 39 tane ilçesinde en geri kalmış ilçeyiz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi en çok yatırımı Silivri’ye yapıyor. Birçok ilçenin nüfusu bizden çok olmasına rağmen mesela Silivri’ye yapılan yatırım kadar başka bir yere yatırım yok. Biz hala bu yatırımları İstanbul Büyükşehir Belediyesi kanalıyla getirmeye çalışıyoruz. Ama burada Ak Partili bir belediye olmadığı sürece Silivri gerilemeye devam eder. Bizim dönemimizden kalan borç 30 Trilyon kadardı. Onunda 15 Trilyonu da zaten alacaklı borçtu. Bunu düşürdüğümüzde 15 Trilyon borç kalıyordu. Hüseyin Turan başkanımız belediyeyi devrettiğinde. 15 Trilyon borçla biz Silivri Belediyesini devrettiğimizde mevcut belediye başkanı iş başına geldi dedi ki ‘Ak Parti bana devasa bir borç bıraktı, benim hemen arazi satışını gerçekleştirmem lazım.’ Ben o dönem meclis üyesi değildim ama ilk dönem meclis toplantısında ilk gündem maddesi arazi satışlarıyla alakalı belediye başkanına yetki verilmesiydi ve bu çerçevede ne kadar arazi satıldı biliyor musunuz? Sadece Selimpaşa’da 40 trilyonluk arazi satıldı. Yani Ak Parti’nin borçlarını 3 defa ödeyecek kadar arazi satıldı. Yani bu çerçevede düşündüğümüzde demek ki o zaman 25 Trilyon kara geçilmesi lazımdı. Şuanda 115 Trilyon borcu olan, üzerine de 7, 5 Trilyon borç yüklenen bir Silivri Belediyesi var. Bir sonraki dönemde Allah muhafaza eğer halkımız sahip çıkmazsa, halkımız bu ülkeye hizmet getirecek bir siyasi iradeyi iş başına getirmezse, bir sonraki dönemde bu borç rakamı arkadaşlar, 250 veya 300 Trilyonluk bir borca ulaşır, ki öyle bir borcun yok edilmesi de kolay kolay yapılacak bir iş değil. Yani o günkü şartlarda adamın birini tutsanız yalvarsanız gel belediye başkanı ol deseniz adam nasıl olayım ben bu kadar borcu eritemem der yani.."
YORUMLAR