’Silivri’nin eğitim seviyesi düşük’

'Silivri'nin eğitim seviyesi düşük'

Yeni Mahalle Muhtarı Yavuz Alçi, "Silivri'nin eğitim seviyesi düşük. Eğitimden kastım, sadece kişinin okula gidip gelmesi değildir. İnsanlar hala biriyle karşılaştığı zaman merdivenden çıkarken veya yolda ilerlerken yolun sağını kullanacağının dahi farkında değil. Yolda tüküren insanlar var" dedi.

'Silivri'nin eğitim seviyesi düşük'

Yeni Mahalle Muhtarı Yavuz Alçi, "Silivri'nin eğitim seviyesi düşük. Eğitimden kastım, sadece kişinin okula gidip gelmesi değildir. İnsanlar hala biriyle karşılaştığı zaman merdivenden çıkarken veya yolda ilerlerken yolun sağını kullanacağının dahi farkında değil. Yolda tüküren insanlar var" dedi.

'Silivri'nin eğitim seviyesi düşük'
21 Ocak 2016 - 19:38

Silivri’de 35 binlik nüfusu ile en büyük yerleşke alanına sahip olan Yeni Mahalle’nin çalışkan muhtarı Yavuz Alçi, KASABA’ya özel konuşarak mahalleyi, sorunları ve beklentilerini anlattı. Özellikle konutlar alt geçitteki trafik sorununun mahalle için büyük sıkıntı yarattığını söyleyen Alçi, “Yer altında kamyonların gezdiği bir İstanbul var artık, Silivri'de bu şekilde trafik sorununun yaşanmaması lazım” dedi.

Yeni Mahalle Muhtarı olarak 2'nci dönem göreve seçilen Yavuz Alçi, güler yüzlülüğüyle ve çalışkanlığıyla adından sıkça söz ettiriyor. Kimi zaman ihtiyaç sahibi insanlara kıyafet dağıtırken, kimi zaman da sünnet şöleni gerçekleştirirken görüyoruz kendisini… Yardımdan yardıma koşan, samimiyetiyle vatandaşın her zaman yanında olan Yavuz Alçi, görevini layıkıyla yerine getiriyor. 2014'ün Mart ayında gerçekleşen yerel seçimlerde açık ara farkla rakiplerini geride bırakarak tekrar muhtar olarak seçilen Yavuz Alçi ile Yeni Mahalle’yi konuştuk. 35 binlik nüfusu ile en büyük yerleşke alanına sahip olan Yeni Mahalle’de özellikle konutlar alt geçitteki trafik sorununun yanı sıra aile hekimliği konusunda da sıkıntılar yaşadıklarını dile getiren Alçi, aynı zamanda sosyal anlamdaki çalışmaları hakkında bilgiler verdi.   

 

“SOSYAL SORUMLULUĞU SEVİYORUM”

Alçi, konuşmalarına şu şekilde başladı: “Ben 1974 Silivri doğumluyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Asıl mesleğim erkek kuaförlüğüydü. Şuanda muhtarlığımın yanı sıra Silivri Ziraat Odası Meclisi’nde ve Kavaklıspor Yönetimindeyim. Aynı zamanda Silivri Sosyal Yardımlaşma Vakfı mütevelli heyeti üyesiyim. Eski muhtarımız, siyasete soyununca ‘ben seni uygun görüyorum aday olur musun?’ dedi. Ben de sosyal sorumluluğu sevdiğim için bu konuyu çevremle paylaştım ve uygun gördüler. Bir adam ailesiyle, arkadaşlarıyla, akrabalarıyla veya karşı komşuyla ilişkisi yoksa o kişi seçilemez zaten muhtar olarak şuanda görevimi en iyi şekilde devam ettirmeye çalışıyorum” 

 

“ŞEHİR KUZEYE KAYIYOR”

“Silivri’nin Yeni Mahallesi Alibey Mahalesi ve Piri Mehmet Paşa Mahallesinden ayrılarak 1997 yılında kuruldu. Sınırlarımız büyük, birçok mahallenin de öyle ama toplu konutlar yeni mahalle içerisinde olduğu için yerleşke olarak büyük bir mahalleyiz denebilir. Şehir şuanda kuzeye doğru kayıyor mahallemizin nüfusu 35 bin, en son ki seçimde yaklaşık 20 bin Yeni Mahalleli oy kullandı. Bizim mahalle sınırımız, İstanbul istikametinden dönüşteki Güllüoğlu firmasından başlıyor, bölge trafik geçidinden koza çiftlik evlerine kadar olan kısım Yeni Mahalle sınırını kapsıyor”

 

 “YER ALTINDA KAMYONLARIN GEZDİĞİ BİR İSTANBUL VAR”

“Yeni Mahalle’nin en önemli sorunu şuan için konutlar alt geçitteki yan yolun trafiği. Bu olay sadece Yeni Mahalle’yi ilgilendiren bir şey değil. Konutlar alt geçidin trafiğine baktığımızda BP’den alt geçide kadar trafik kitli. Alibey Mahallesinde oturan bir vatandaş, çarşı içinden veya yan yoldan gitmeye kalksa gidemiyor. Sadece belediye konutlarına giriş için söylemiyorum bunu. Tabi bu konuyla alakalı çalışmaların yapılacağı söyleniyor. Yer altında kamyonların gezdiği bir İstanbul var. Artık bu şekilde trafik sorununun yaşanmaması lazım. Belki maliyeti yüklüdür ama birçok proje var İBB’den ve Silivri Belediyesinden duyuyoruz. Buraya şunu veya bunu yapacağız diye açıklama yapılıyorlar. Buranın trafik çözümünü kim yapacak? Maliyeden mi bekleyeceğiz buranın çözümünü veya Sağlık Müdürlüğünden mi beklememiz gerekiyor? Buranın sorununu ya Silivri Belediyesi ya İBB ya da Karayolları çözecek..”

 

“SİLİVRİ’NİN EĞİTİM DÜZEYİ DÜŞÜK”

“Yeni Mahalle’nin maddi durumu ve eğitim düzeyi düşük olan insanlarımız var. Örneğin, toplu konutların kira bedelleri düşük olduğundan insanlar orayı tercih ediyor. Geçim sıkıntıları yüzünden okumayan insanlarımız var. Kimilerinin farklı beyin algıları var. Muhalif olduğu için okutmak istemiyor çocuğunu. Genel itibariyle Silivri’nin eğitim düzeyi düşük diye düşünüyorum. Sahilde yürürken de görüyorum, insanların bir birine bakarken veya yan yana geçerken ki tavırlarını. Çok modern bir toplum değiliz belki ama orta sıralarda olmamız gerekiyor. Eğitimden kastım, sadece kişinin okula gidip gelmesi değildir. İnsanlar hala biriyle karşılaştığı zaman merdivenden çıkarken veya yolda ilerlerken yolun sağını kullanacağının dahi farkında değil. Yolda tüküren insanlar var. Eğitimden kastım aslında bu okumayan insan kalmadı, ama medeni değiliz. Bu çok basit bir mesele ama başaramıyoruz. Maalesef sigara içen gençlerimiz var. Büyüklerinin karşısında da içiyorlar. Biraz eğitimli olmuş olsa zaten büyüklerinden saklayacak şimdi büyüklerini takmıyorlar bile…”   

 

 “HER YERDE KAPSAMLI BİR SAĞLIK OCAĞI OLUŞTURULACAK”

“Silivri’de ve Yeni Mahalle de aile hekimliği çok büyük sıkıntı. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığı ile bir yazışma yapmıştım. Sağlık Bakanlığından bana gelen mesaj da, aile hekimliği ile ilgili çok farklı bir statünün geleceği bildirildi. Artık yeni alınan bir kararla her yerde kapsamlı bir sağlık ocağı oluşturulacak…”

 

“ASAYİŞLE İLGİLİ SIKINTILARIMIZ VAR”

“Asayişle ilgili sıkıntılarımız da var. Bu tabi Emniyet’in çalışmadığından değil, bugün İstanbul’un Sultanahmet mevkiinde bile patlayan bir bomba gördük. Yani emniyet çalışmadı mı demek bu, hayır. Yeter ki kişi art niyetli olmasın. Ben bu konuda işin içinde biraz olduğum için söylüyorum Emniyet de, Zabıta da görevlerini yapıyor, ama yeterli değil. Asayiş’in de zaman zaman sıkıntıya düştüğünü görüyoruz. Mahallemde değil, ama Silivri’de en büyük sorun uyuşturucu trafiği olmuştur. Sigara dediğimiz illet bile orta okul sevisine kadar düştü.”    

 

“YEŞİL ET LOKANTISI’NIN OLDUĞU BİNA HAKKINDA ŞİKAYET ALIYORUM”

“Bana gelen şikayetler genellikle dereyle ilgili oluyor. Derenin olduğu yerde biliyorsunuz sivrisinekte çok olur. Dönemsel olarak yağan yağmurda, bir de sel korkusu vardı. Ama bunların hepsi derenin ıslahıyla beraber ortadan kalkmış durumdadır. Geçmişle bugüne bakılırsa sadece eski sanayideki köprü kaldı. Belli bir bölümü kurtarılmış durumda. Mevcut binalar vardı şikayet edilen, biliyorsunuz onlardan kurtulduk. Varnalı konutlarının olduğu yerde, Aslan Yoğurdu'nun olduğu yerde, Orman İşletme'nin olduğu yerdeki binalar atıl durumdaydı; bunlar gitti. Şimdi ise Yeşil Et Lokantasının olduğu bina hakkında çok büyük şikayetler geliyor. Şimdi gidip görsek orayı 7 veya 8 aile vardır orada. Roman veya Suriyeli olabilir. Harap şekilde duruyor, orası büyük bir sorun”

 

“KÖPEKLER İÇİN YAŞAM ALANLARI YAPILMASI LAZIM”

“Bugün köpekten bile şikayet geliyor. Kaymakamlığın önünde de var yani. Köpekler de canlı nihayetinde. Ben de korkarım şahsen ama geçen gün birkaç tane köpeğin yabancı bir arabaya saldırdığını gördüm. Sonra benim yanıma geldiler hava tabi o sıra karlıydı. Biraz sevdim onları patileriyle sarıldılar. Oyun oynamak istiyorlardı, bende yerden biraz kar alıp uzağa attım onun peşine gittiler. Yani bunu çocuklara veya başkalarına da yapıyorlar vatandaş da yanlış anlıyor. Onlar için yaşam alanları yapılması lazım”

 

ALÇİ, NÜFUS KAYIT SİSTEMİ’Nİ ANLATTI

“Şimdi günümüzde adres kayıt sistemi diye bir sistem var. Yerleşik mahallelerde Fatih Mahallesi ve Piri Mehmet Paşa Mahallesinde bu algı biraz daha oturmuş durumda. 2009 yılında adres kayıt sistemi oluşturuldu. Muhtarların kayıt almasını engelledi. Yani kişi nüfus müdürlüğüne gidip beyanda bulunduğunda otomatik olarak muhtarların bilgilerine düşüyor. Dolayısıyla muhtarla vatandaş karşı karşıya kalmıyor. Eskiden muhtardan muhtara nakil vardı. Muhtarla da tanışma durumu oluyordu. Eskiler şunu der, ‘Bir mahalleye taşınıyorsan ilk olarak berberi, muhtarı, bakkalı tanı.’ Bu böyledir yani ama şimdi nasıl oluyor? Adreste ismi var, adam gidiyor nüfus müdürlüğüne beyanda bulunuyor ve bütün işi bitiriyor. Şimdi vatandaş ne zaman canı sıkılır işi düşerse o zaman karşılaşıyor muhtarıyla.. Adres kayıt sisteminin handikapları da var aynı zamanda. Mesela kişi 2 gün önce taşındı ve kimliği kayboldu gidiyor muhtarına bütün bilgilerini görüyorum”

 

“BEN 7/24 ÇALIŞIYORUM”

“Muhtarlık sadece kağıt doldurmak veya imzalamak değil. Bir tane adam gelse, çalışma saatleriniz kaç dese ben 9 veya 8 demiyorum 7/24 diyorum. Bende çalışma saati 7/24, başkasını bilmem. Tüm muhtarlarımız da böyledir muhakkak. Serhat (Ateş) muhtarımızın geçen hafta sizlere yaptığı röportajında dediği gibi, birisi evlenmek istiyor mesela vatandaş 'aracı ol' diyor muhtarına. Bu hala geçerli devam ediyor. Vatandaşın başı ağrıyor mesela, o kişiyi muhtar götürüp getiriyor hastaneye... Muhtar bir mahallenin gözü kulağıdır. Ben mesela geceleri çıkar mahalleyi turlarım. Yanmayan sokak lambası varsa da görebileyim diye. Yürüyerek de turlayabilirim mahalleyi ama benim mahallemin alanı geniş olduğundan mecbur arabayla gezmek gerekiyor. Mahallede sorun varsa not alırım, ertesi gün yazarım gerekli kurumlara”

 

“CEVABINI BEKLEDİĞİM YAZIŞMALAR VAR”

“Şuanda İBB’den ve Silivri Belediyesinden cevabını beklediğim yazışmalarım var. Kiptaş 2 ile Cumhuriyet Parkı’nın birleşmesiyle ilgili bir beklentimiz var. Aydın evler sitesinin arkasındaki harmanlığın dere bağlantısının sağlanması ile ilgili bir beklentimiz var”

 

“ROMAN VATANDAŞLAR İLE İLGİLİ PROJE ÜRETİLMESİ GEREKİYOR”

“Yeni Mahalledeki roman vatandaşlarımızla ilgili bir proje üretilmesi gerekiyor. Şehir onların oturduğu mevkiiye doğru kaydı ama halen at arabası geziyor. Ortadan kaldırılması lazım bu durumun. Onlara geçtiğimiz yıllarda prefabrik evler yaptılar ama taşıma suyla, gidip gelen elektrikleriyle uğraşıp duruyorlar kendileri.. Bu kişilere sınıf atlatılması lazım. Gerçi kaymakamlığın roman vatandaşlar ile ilgili bir projesi var ama şöyle diyor ki; ‘yaşadığın konteynırı teslim et çarşı merkezinden 1 senelik kiranı ödeyim’ Bu nedir? Çocukların okulla, öğretmenle buluşması demektir. Medeniyete kavuşması demektir. Bu güzel bir proje…”   

 

"BEN SİYASET YAPMIYORUM"

“Biz muhtarlar tarafsızızdır. Bazen kurumlara veya kişilere latifeyle beraber mesaj veriyoruz. Sosyal medyada bu yüzden aktifim. Oy verdiğimiz kişiyi bile yeri geldiğinde sosyal medyadan eleştire biliyoruz. Sosyal medyada paylaştığım durumlar mesaj içerikli ve üstü kapılıdır. Üstüne alınan alınır, alınmayan alınmaz. Zaten alınan kişiler mesaj olarak bana geri dönüyor. Ama şöyle bir şey, bazı kişiler ve kurumlar artık alınmıyor. Çünkü ben yeri geldiği zaman teşekkürümü ediyorum. Her şey elde dilekçe yazmak değil ki. Sosyal medyadan ben mesaj veriyorum ama kimse rencide olsun diye değil. Özellikle şuna dikkat ediyorum, benim paylaştığım mesajlarda kimsenin siyaset yapmasına izin vermiyorum. Ben yorum yaparım altına biri gelir bir şeyler yazar bakıyorum ki siyaset içeriyor, ararım kaldır derim, kaldırmazsa kendim kaldırırım. Ben siyasetle ilgili bir şeyin altına imza atmak istemem. Ben siyaset yapmıyorum.”  

 

“BİZ BİR ALGI YARATTIK”

“Nöbetçi eczane bildirimlerini sosyal medyada yayınlamadan önce birkaç arkadaşımla daha görüşmüştüm bu konuyu. ‘Ne gerek var’ dediler. Sonra ne gerek var diyen arkadaşlarımızın da benden paylaştığını gördüm. Bu algı meselesidir yani… Mesela biliyorsunuz plastik kapak topluyorduk önceden. Birileri bu konu hakkında bir şeyler yazıyordu ‘Kapakları fabrikaların toplaması gerekiyor’ şeklinde açıklamalar yapıyordu birileri. Ben de bu konu için şunu diyorum ‘Bu kapakların toplanma meselesi değil’ konuya şöyle bakılması lazım. Biz bir algı yarattık mı? Yarattık. Yeri gelir boncuk toplanır. İnsanlarda hassasiyet ve algı oluştu. İnan bana nöbetçi eczane bildirimini sosyal medyadan paylaşmasam mesaj gelir bana. Bu bir algıdır.”

 

“500 KİLO ELBİSE DAĞITTIM”

Şimdi ben buradan kalkıp Kadıköy’e gidiyorum kıyafet almaya. İhtiyaç sahibi insanlarla yardımlaşmak için. Diğer muhtarlar bu imkanı bulamaya bilir. Ama ben projelere ortak ediyorum onları  elimden geldiğince. 500 koli elbise aldım mesela geçenlerde, yarısını okullara diğer yarısını da köylerimizdeki muhtarlarımıza gönderdim. Bu bir gönüllü işidir. Ben emekli olayım muhtar olayım işi değil; hizmet etmek istiyorsan seçilme yaşın geldiğinde çıkar olursun.

 

“HER YIL 40 TANE ÇOCUĞU SÜNNET ETTİRİYORUZ”

“Biliyorsunuz sünnet şöleni yapıyoruz sağ olsun Emrah Maşalacı’nın sayesinde her yıl ortalama 30 veya 40 çocuk sünnet oluyor. 40 tane çocuktan bahsediyoruz. 400 liradan sadece 16 bin lira bu çocukların sadece hastane masrafı. 200 lira da kıyafetleri, 24 bin lira. İnsan insana çay ikram etmezken, bir takım şeyler almazken bunu yapıyoruz.”

 

“AMAÇ DESTEK OLMAK”

“Şimdi bir konu geldi önüme. Başka bir mahallede oturan kişinin yatağı yokmuş, ben notunu aldım. Yatak götüreceğiz kendisine. Ben bunu yapıyorum; çünkü insanların samimiyetlerine inanıyorum. Biri bana derki, mesela benim komşum şu şekilde ben bir yardım sağlayamaya çalışırım. Elimden geliyorsa, kendi cebimizde yok, başkasından alıp başkasına veriyoruz. Amaç destek olmak hayır duasını alalım yeter.”

 

“SİLİVRİ’DE YAŞAMANIN BİR BEDELİ VAR”

“Silivri Sosyal Yardımlaşma Vakfı mütevelli heyeti üyesiyim. Muhtar olarak, vakıf mütevelli heyetinde olduğum için kimin ne durumda olduğu konusunda daha da bilgili oluyorum. Azalarımıza, basına ve muhtarlara gelen talepler olduğunda konuyla hemen ilgilenirim. Yalnız bir bayan yaşıyorsa evin içerisinde bayan azalarımızdan birini gönderirim. Çünkü, bayan bayanın halinden anlar. Ama şu da var; Silivri’de açlıktan kimse ölmez. Etiler’de ekmeği bedava dağıtsanız 5 dakika sürmez ne var ne yok biter. Bedavayı herkes sever. Yani kimse açlıktan ölmez, o devir kapandı. Silivri’de yaşamanın bir bedeli var. Rakamsal olarak… Burada hayat pahalı. Sultanbeyli’nde veya Gaziosmanpaşa’da 100 liraya 2 poşet erzak alıyorsanız, burada 1 veya 1,5 poşet alıyorsunuz. Standardımız bu..”

 

“ÇİNGENE BİR TOPLUMUZ”

“Sel felaketinde biliyorsunuz çok aktif çalıştık. 4 ayrı noktada yaşanmıştı zaten bu felaket. Halk Ekmek, Toplu Konutlar, Harmanlık ve Roman Mahallesinde 350 haneye derenin kıvrımlarından dolayı su girmişti. Sel mağduru olan 1. Katta, 4. Kattan tencere indiren vardı sel mağdurum diye bağıran. Benim kendi söylemim var. Mesela bu ülkede 1, 5 milyon siyah Çingene varsa 78,5 milyon da beyaz Çingene var. Çingene bir toplumuz.”

 

“BEN SOSYAL FAALİYETLERİMDEN VAZGEÇMEM”

“Benim ilk aday olduğum süreçteki ilanımda sosyalleşmek adına adayım dedim. Bir veya iki kişiyle değil genel itibariyle sosyalleşelim dedim. Sosyalleşmeyi vatandaşlara hizmetlerle, ruhla, kıyafetle veya paylaşımlarla yansıtılabiliniyor. Muhtar denince akla ilk geliyorsam, sosyal olmamdan kaynaklanıyor. Sosyal Yardımlaşma Vakfında varım, sporla ilgileniyorum. Hepsi birden olunca bu insana artı değer katıyor tabi. Ben sosyal faaliyetlerimden vazgeçmem. Bu geçmişte de böleydi. Ben muhtar oldum diye değil yani. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Sarten Ambalaj, İhracatta birincilik ödülünü bir kez daha kazandı
Sarten Ambalaj, İhracatta birincilik ödülünü bir kez daha...
Silivri'de Ordulu hemşeriler kahvaltıda buluştu
Silivri'de Ordulu hemşeriler kahvaltıda buluştu