Değirmenköy İMKB Çok Programlı Lisesi Müdürü Ahmet Sevgin'in, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü'nün watsapp gurubunda paylaştığı Hadis-i Şerif'in ardından Türk Eğitim Sen'in sert açıklamaları, Eğitim Bir Sen'i de harekete geçirdi. Silivri Şube Başkanı Yusuf Güven, Türk Eğitim Sen'in karalama çalışması yürüttüğünü savundu. Yazılı açıklama yapan Güven, şu ifadeleri kamuoyuyla paylaştı: 

"İlçemiz Değirmenköy İMKB Çok Programlı Lisesi Müdürü Sayın Ahmet Sevgin’e 30 Ekim 2015 günü Türk Eğitim Sen Silivri Temsilciği tarafından basın açıklaması yoluyla mesnetsiz ve gerçeği saptırıp manipüle amaçlı bir karalama yapılmıştır. Aynı zamanda sendika üyemiz olan Ahmet Sevgin'e yapılan bu karalama şahsıyla sınırlı kalmayıp, sendikamızı, üyelerimizi hedef alıp bununla da yetinmeyip yüce dinimizin temeli olan Hadis-i Şerif üstünden bir din ve mukaddesat saldırısına, aynı zamanda siyasi ve ideolojik bir kin kusmaya dönüşmüştür.

İlçe Şube Müdürü tarafından Whatsapp üzerinden okul müdürleri için oluşturulan bir iletişim gurubunda paylaşılan bir Hadis-i Şerif'ten yola çıkarak, ahkâm kesip, kanun numarası verip bol keseden sallamayı eğitimcilik anlayışı ve eğitme duyarlılıkla bağdaştırmak neyin aklı anlamak mümkün değil. İftiralarına sessiz kaldıkça meydanı boş bulup, karalamalarıyla sendikamız üzerinden pirim yapmaya çalışmalarına seyirci kalmamak ve kamuoyunu aydınlatmak için efkar-ı umumiyeye geçici bir rahatsızlık vereceğiz. Şimdi bu kaybetmeye mahkum, sendikacılığı bağırma ve karalama sananlara, yalanınızın neresini düzeltelim diyerek maddeler halinde açıklayalım olayı..

1- Ortada hak ve hukuk yenerek oturulan bir makam yoktur, çünkü insanlar makamlara geçici olarak gelir ve bir süre sonra yerine yenileri gelir. Ortada bir hukuksuzluk varsa, hukuki yollara başvurulur. Başvurdukları halde kaybettikleri mahkemeler bile onlara yeterli cevap olmamış ki, her fırsatta hatta fırsatın ötesinde rüyalarında bile makam sayıklar hale gelmiş ve bu paranoya içerisinde kendi hezeyanlarını gerçek sanıp vaveyla koparmışlardır.

2- Resmi bir iletişim ağı olması söz konusu değildir, devletin resmi dili resmi yazışmalardır. Söz konusu paylaşımdan rahatsız olan müdürler elbette ki o platformda rahatsızlıklarını dile getirebilirlerdi ki böyle bir şey olmamıştır.

3- Paylaşıma söz konusu bir Hadis-i Şerif neden bu kadar rahatsızlık oluşturdu diye soru sormayı bile abes görüyoruz, çünkü charlie hebdo tutkunu ve tarafgirliği Fransa'dan çok maalesef ülkemizde boy göstermiştir. Hadisi okuyup ne anlatıldığını bile anlamdan saldırıya geçmek mide bulandırıcı bir aymazlıktır. Bu dine düşmanlık besleyenlere Fil Suresini okumalarını öneririz.

4- Bu kendini bilmez ve ders almayan ama ders vermeye kalkan aklı evvellere kaynak gösterdikleri şeyi okumalarını tavsiye ediyoruz.. Kanun numarası vermek kurnazlığı yerine kanunu okusalardı belki anlama ihtimalleri oluşurdu, Mesela Devlet Memurları Kanunu 125/ı ve 125/o denmiş oysa 125. Maddede A-B-C-D bentleri ve alt maddeleri var (ı) ve (o) maddelerini biz yazlım siz seç beğen yapın konuyla kel alaka babında…

 ı) Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,

ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak

ı) Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak

ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,

o) Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak.

Hangi noktada size neyi hatırlatarak yalandan vazgeçirebiliriz bilmiyoruz ama, bizim üstümüzden din düşmanlığı yapmamanızı ve başarısızlıklarınızın acısıyla hezeyanlarınızı terk etmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Ruh ve akıl sağlığınız açısından.. 'Önce İnsan' diyerek, halka hizmeti Hakka hizmet bilip, bu milletin kökleriyle buluşmasını sağlayan, sendikacılığı kuruş talebinden kurtarıp, duruş sendikacılığına çeviren, Hakk’ın hatırını âli tutup hiçbir hakka feda etmeyip, 1400 yıl öncesiyle buluşmayı sağlayan, milletin özünden kopup gelerek yankı bulan Eğitim-Bir-Sen’in sendikacılık anlayışını karalayarak,  sendikacılık yapan anlayıştan farklı bir tutum sergilemesini beklemek hayalcilik olur.

Adına sendika demekle sendika olduğunu sanan ve gücünü milletten almak yerine, milliyetçilik perdesi altında emir aldıkları yerlere selam çakıp kendilerine tevdi edilen göreve koşanlar, elbette sebep oldukları yangını söndürmeyeceklerdir. Ama bilmelidirler ki, ülkenin ve ümmetin yaşadığı coğrafyanın her köşesine ulaşan Eğitim –Bir -Sen ailesi, kardeşliğin, birlik ve beraberliğin somut hâli, inşa edicisi ve garantisidir, olmaya da devam edecektir. Haksızlık kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın haksızlığa uğrayanın yanında olmak bir erdemdir. Biz üyelerimizin hakkını savunduğumuz gibi, üyemiz olmayan sizlerin de hakkının garantisi ve koruyucusuyuz.. Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir. Kamuoyuna Saygılarla."