Yaşlanmayla birlikte uykumuzda kayda değer değişiklikler ortaya çıkıyor. Kişi yaş aldıkça uyku bozukluğu ile ilgili birçok problem giderek artıyor. Yataş Uyku Kurulu Üyesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Berhan Bayram, yaşlanmanın uyku süresinin azalması, uykuya geç başlanması, sabah erken uyanma, daha parçalı uyku ve gündüz şekerlemelerinin artması gibi uyku düzeni değişiklikleriyle ilişkili olduğunun bilimsel olarak da kanıtlandığının altını çiziyor. Uyku düzenindeki değişiklikler mutlaka uyku bozukluğu olarak kabul edilmese de ileri yaştaki yetişkinlerde uyku bozukluğunun daha yaygın görüldüğünü söyleyen Dr. Bayram, şöyle devam ediyor: “Yapılan çalışmalara göre ileri yaştaki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 40'ı uyku güçlüğü çekiyor. Uyku bozuklukları, yaşlı popülasyonda bilişsel ve fiziksel işlevlerde azalma, aile ve sosyal ilişkilerde bozulma, artan ağrı ve düşme riski gibi travmalarda artış dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorununa neden oluyor.”
Yaşlı kişilerde uyku sorunlarının genellikle diğer kronik sağlık problemleriyle ilişkili olduğunun altını çizen Dr. Bayram; ağrı, anksiyete, depresyon ve kronik hastalıkların uyku sorunu olan ileri yaştaki bireylerde daha fazla görüldüğüne dikkat çekiyor. Ulusal Uyku Vakfı’nın yaptığı anketteki sonuçlar, uyku problemlerinin normal yaşlanmadan ziyade daha çok ek hastalıklarla ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca giderek artan kanıtlar, yaşlı yetişkinlerde uyku güçlüğünün ciddi sonuçları arasında genel sağlık durumunda bozulma, bilişsel işlevlerde bozukluk ve ölüm oranlarında artışın da olduğunu gösteriyor.
Uyku sorunu yaşayanlarda fiziksel sorunlar da artıyor
Eklemlerinde kireçlenme olan kişilerde uyku sorunlarının ağrı semptomlarıyla ilişkili olduğunu ifade eden Yataş Uyku Kurulu Üyesi Dr. Berhan Bayram, bu konudaki araştırmaları şöyle aktarıyor: “Araştırmacılar, kireçlenmeye bağlı uyku problemlerini konu alan bir çalışmada, uyku bozukluklarının daha çok diz ağrısı, düşük eğitim seviyesi, sağlığına daha az önem verme ve daha düşük fiziksel aktivite ile ilgili olduğunu saptadı. Yapılan çalışmalar, 65 yaş ve üzerindeki nüfusun yüzde 59'unun kireçlenmeden kaynaklanan kronik ağrı yaşadığını ortaya koydu. Kronik ağrısı olan hastalarda uyku bozukluklarını ve günlük işleyişi inceleyen bir çalışmada; uyku bozukluğu fazla olanlarda sakatlık riskinin ve fiziksel sorunların arttığı saptandı. Deneysel bir çalışma, sağlıklı yetişkinlerde uyku yoksunluğunun hiperaljezik (ağrı duyusunu arttıran) bir etkiye sahip olduğunu ve uyku düzeninin geri kazanılmasının analjezik (ağrı duyusunu azaltan) bir etkiye sahip olduğunu gösterdi. Kronik ağrı ve uyku bozukluğu arasındaki karşılıklı ilişki incelendiğinde ise beynin belirli bölümlerinin hem ağrı hem de uyku-uyanma ile ilişkili olduğu saptandı.”
Hem uyku bozukluğu hem de ağrının ilaçla tedavi edilebileceğini belirten Dr. Bayram uyku konforunun en iyi seviyeye getirilmesinde; kullanılacak ilaçların yan etkilerinin de gözetilerek, uyku bozukluğu ve ağrı kontrolünün öncelikle oda sıcaklığı, nem, uyku pozisyonu, uygun yastık ve yatak seçimi gibi çevresel etkenlerin düzenlenmesi ile giderilmesi gerektiğini vurguladı.
YORUMLAR