Son 15 gün içerisinde Silivri'de ve ülkemizde yaşananları takip etmek baş döndürücü. Memleket meselelerine bu köşeden pek girmiyorum ancak Silivri'de olup bitenleri mümkün mertebe işliyorum. Fazla geriye dönmeden Huzur Toplantısı'ndan başlayalım.
Kaymakam Ali Partal, Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun, İlçe Jandarma Komutanı Ahmet Karaaslan ve İlçe Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan, Silivri halkının huzuruna çıktı. Adı üstünde, huzur toplantısı yapıp "işte huzurunuzdayız, işte karşınızdayız" edasıyla konferans düzenlendi ancak pek verimli geçtiği söylenemez. Ben buna konferans diyorum, çünkü konuşanlar ve anlatanlar halkın karşısında duranlardı. Konuşmalardan sonra soru yağmuru olması gerekirken, birkaç vatandaşımız kendi dertlerini dile getirdi. Yani geçen senelerdeki gibi katılım manzarası değişmedi. Halkın ilgisizliği mi diyelim, organizasyon hatası mı diyelim bilemedim.
Bayatlayan konu üzerine çok fazla düşmek istemiyorum ancak bu toplantıda mutlaka ve mutlaka konuşulması gereken konuların başında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele faaliyetleri yer almalıydı. Silivri'yi yönetenler bu konuya gir(e)mezken, ilçemizin sevimli siması Yunus Topal "Kahrolsun Fetö" haykırışını ve cesaretini gayriihtiyari de olsa gösterebildi. Kah kah kih kih herkes güldü. Oysa halimize güldük... Bize de kızmıyor değilim. Birimiz kalkıp sormadı "Sayın yöneticiler Fetö ne olacak?" diye. Aslında herkesin dilinde, aklında bu sorular var ama, ne hikmetse sorulmuyor, cevap aranmıyor. Bazen salağa yatıp, "Oh Fetö konuşmaladılar, bize de yazacak malzeme verdiler" diye düşünebiliriz, o ayrı.
Fetö'den en çok kim rahatsız? Kimin başını derde koydu ya da kimler Fetö'nün temizlenmesini istiyor? Çok zor bir olay değil, yeter ki toplumsal tepki oluşturulmak istensin yapılır. Üzerinde bir ünvanı olanlar belki Fetö'yü sorma cesaretini gösteremeyebilir ama dışarından bir vatandaşı göndermek de mi zor? Vatandaş gelir, sorusunu sorar, ağzından çıkan Fetö sorusu, artık orada oturan kaymakamı, belediye başkanını, başsavcıyı, jandarma komutanını ve emniyet müdürünü bağlar. Hatta yazmaz isek bizi de bağlar. Ben bu toplantıda Fetö'nün konuşulmasını bekledim ancak olmadı. Demek ki, ne bürokratlarımız ne de siyasilerimiz Fetö'yü konuşmak istemiyor. Ben belediye başkanı ya da ilçe başkanı olsaydım, herhangi bir vatandaşın o salona girmesini ve Fetö ile ilgili sorular yöneltmesini isterdim, sağlardım. Kimse bu vatandaşı sormaz, sorgulamaz, ağzından çıkan Fetö'ye odaklanırdı. Dediğim gibi, Fetö'nün konuşulmasını istemiyorlar, hadise bu kadar nettir.
SANKİ HEDEFTE IŞIKLAR VAR
Konu Fetullahçı Terör Örgütü'nden (FETÖ) açılmışken devam edelim...
Önce Kaymakam ve çok geçmeden İlçe Emniyet Müdürü'nün değişmesi, kamudaki baş döndüren trafiklerdendi. İki makam da çok önemli ve çok etkili. İlçe Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan'ın Silivri'ye tayin haberi basına düştüğünden iki gün sonra Fetö operasyonu yapıldı. Ve bu kapsamda Silivri Belediyesi'nin geçen dönem CHP'li meclis üyelerinden Taylan Memiş gözaltına alındı. 3 Ocak itibariyle 13 günlük gözaltı süresi devam ediyor. Memiş, belediye başkanı Özcan Işıklar'a yakın bir isim. Hem de çok yakın...
Kamudaki değişimlerin ardından Fetö operasyonunun tesadüfen geliştiğini düşünelim, ama kaymakam ve emniyet müdürü değişimini atlamayalım.
Silivri, konumu ve önemi itibariyle hedeflenen bir ilçe. Para büyük, pasta büyük. İstanbul'da yapılan büyük maliyetli projelerin bir ucu Silivri'ye uzanıyor. 3.Havaalanı, Kanal İstanbul, Liman, Otoyollar vs.
Fetö'nün bu sınırlarda parmağı olmadığını söylemek, Fetö'nün masum bir terör örgütü olduğunu düşünmektir. Örgüt lideri Fetullah Gülen'in yakın ekibinden biri olduğu söylenen Mehmet Pekol Silivrili bir işadamıdır ve şuanda sırra kadem basmıştır. Silivri'deki ortakları tutukludur.
Eldeki bulgular neyi gösterir ya da tutuklu olanların, gözaltındakilerin ifadelerinde neler var bilemiyoruz ancak bu işi manipüle edip meseleyi belediye başkanı Özcan Işıklar'a çekerler mi merak ediyorum.
BİR SİYASİNİN AĞABEYİ
Fetö konusu bitmiyor. Silivri kulisleri şimdi de yeni bir iddia ile çalkalanıyor. Bir siyasetçinin ağabeyinin, Fetö ile bağlantılı olduğu ve gözaltına alındığı konuşuluyor. Teyide muhtaç bir bilgi olduğu için şahısları yazmak şu günlerde doğru değil. Ancak işin tuhafı, bu cenahtakilerin böyle bir durumu beklediklerini, sonucuna da şaşırmayacaklarını düşünüyor olması. Ben anlamadım, anlayan varsa anlatsın.
KİM BU AVUKAT
Bana soruyorlar, bilmediğim için cevaplayamıyorum. Sevgili Sevginar Sali, geçen bir yazında Fetö operasyonu kapsamında bir avukatın gözaltına alındığını yazmış. Bir iddiadır gidiyor. Hoş, yazmadan önce bu avukat konuşuluyordu ancak kendisi yazınca iyice patlak verdi. "Mobilya mağazasının sahibini" biliyorsan, avukatın da kim olduğunu biliyorsundur. Şimdi soruyorum: Fetö'den gözaltına alınan ve kısa sürede salınan avukat kim?
YORUMLAR