Türkiye'nin 16 Nisan 2017 günü sandığa gideceği anayasa değişikliği konusu, genelden yerel birinci gündemimiz. Ülkemizde gündem hiç eksik olmuyor ama "yürütme sisteminde" yapılmak istenin köklü yenilik, diğer sorunlarımızı arka sıralara iteledi. Referandum sürecinde en çok merak ettiğim konu, 'Evet' diyenlerin neden Evet, 'Hayır' diyenler neden Hayır dediğini nasıl anlatacaklarıydı. Nitekim partiler kampanya programlarını belirledi. Evet cephesinin baş aktörü Recep Tayyip Erdoğan şahsında AK Partililer, Hayır cephesinin birinci aktörü Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Çıkacak olan sonuçları bir tarafta şahıs, diğer tarafta siyasi parti sahiplenecek. Şahıs ve parti arasındaki farkı, referandum öncesi ve sonrasında görebiliyoruz. Liderin hayır dediği muhalefet kanadında bile ayrışmalar yaşanırken, Erdoğan'ın hayır dediği bir konuyu gündeme almak ya da tartışmak zor bir ihtimal...
Anayasa değişikliği maddelerini anlatacak siyasilerin dersine iyi çalışmış olması şart. Akıllardaki bulanıklık, soru işaretleri, endişeler ve korkular devam ediyor. Özellikle siyasi grupların hedefindeki "kararsız seçmen" gurubu ikna olmayı bekliyor.
****
Kasaba gazetesi ve Silivriden.com olarak, referandum sürecinde siyasiler ile röportajlarımıza başladık. "Neden Evet" denmesini gerektiğini ya da "Neden Hayır" denmesi gerektiğini onlar anlatacak; takdir vatandaşın olacak.
Silivri'nin yakından tanıdığı isim; AK Parti İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Metin Karakaş, referandum sürecinde önemli bir görev üstlendi. Partinin il başkanlığı, 13 ilçeyi kapsayan İstanbul 3'üncü bölgede "Sandık Esaslı Çalışma" adı verilen eğitim programları görevini Karakaş'a verdi. Son günlerde sık sık Silivri'de görülüyor olmasının ana nedeni bu. Ve Karakaş, iddialı bir çıkış ile dikkatleri üzerine çekmeyi başaran hareketi referandum tahmininde bulunarak yaptı: "Silivri yüzde 55 Evet diyecek."
İşte bu sonucun nasıl olacağını, zor bir hedef olduğunu, "Elinizde gerekli materyaller var mı? Neye dayanarak söylüyorsunuz?" diye sordum, ve bu sorunun cevabıyla birlikte birçok konuya da açıklık getirdi.
Sadece referandumu değil Silivri'yi de konuştuk. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) operasyonlarından siyasilerin Fetö polemiklerine, ilçeye yapılacak olan yatırımlardan yerel iktidarın hizmetlerine kadar değerlendirmelerde bulundu. (Röportajın ayrıntılarını sayfamızda okuyabilirsiniz.)
"NEDEN EVET DENMELİ?"
Silivri için yüzde 55 diyor ama, İstanbul'da yüzde 60'lık, Türkiye'de yüzde 70'lik bir oranla Evet çıkacağını da iddia ediyor. Rakamların ortalama bu düzeyde olacağını söylüyor. "Vatandaş neden Evet desin ki" diye sorduğumda, Türkiye'nin artık sınırları aşan bir yükselişe geçtiğinin mesajını verdi. Türk Milleti'nin kabuğuna sığmadığının altını çizerek, siyasi istikrarın ve güçlü Türkiye'nin devamı için, koalisyon gibi siyasi partiler arası yürütme ortaklığının yaşanmaması gerektiğini ifade etti. Bunun için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin şart olduğunu, yürütmenin tek elde toplanacağını aktardı.
"Cumhuriyet gitti, tek adamlık geliyor" diyenlere, "14 yıldır ülke battı, satıldı, yıkıldı deniyor. Bakın her döneminden daha güçlü ülke var. 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine başarıyla giden bir Türkiye... Bu ülkenin devlet biçimi cumhuriyettir, yönetim şekli demokrasidir. Cumhurbaşkanı tek adam değildir, milletin seçtiği bir liderdir. Meclis'in de hesap soracağı, milletin de hesap soracak bir görevdedir" şeklinde tanıt verdi.
IŞIKLAR SAVCIYA BİLDİKLERİNİ ANLATMIŞ
Silivri'yi konuşurken, iki husus dikkatimi çekti. "Brütüs kılıklılar var" diyerek, birilerine atıfta bulundu. İnsanın sevdiğinden, yakınından, dostundan ihanet gördüğünde kullanılan bir deyim. Tıpkı bu sözün sahibi Roma imparatoru Sezar'ın, elinde büyüyen Brütüs tarafından sırtından bıçaklanması gibi.
Karakaş'ı bu konuda dertli gördüm. AK Parti içerisindeki bazı dostlarıyla arasının limoni olduğu kulislerde konuşuluyordu, demek ki doğruymuş. Sıradan bir vatandaş olsa neyse de, parti içerisindeki limonilik siyasi hedefler noktasındaki süreçleri olumsuz yönde etkileyebilir.
İkinci husus ise Özcan Işıklar hakkında. Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın, Fetö operasyonları kapsamında savcılığa giderek bilgi paylaştığını duymuş. Savcı da çağırabilir, kendisi de gitmiş olabilir.
Fetö konusunda herkesin rahat olması gerektiğini söyleyen Karakaş, devletin ilgili birimlerinin bu konu üzerine ciddi yoğunluk gösterdiğini, "gerektiği zaman gereğini yapacağını" ifade etti.
Silivri'nin yüzyıllara uzanan geçmişi olmasına rağmen, İstanbul'daki 15-20 yıllık ilçelerin hizmet anlamında Silivri'yi geçtiğini, bu durumun kendisini derinden yaraladığını özellikle dile getirdi.
Sonuç itibariyle Karakaş iki konuda çok dertli: Özcan Işıklar'ın hizmet yapmaması nedeniyle kaybeden Silivri... Ve çevresinde ihanet ettiğini düşündüğü insanlar, kendi söylemiyle 'Brütüsler'.
YORUMLAR