Çağımızın Red Kit'i olmaya aday gibi gözüken Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar "mafyaya savaş açtığını" duyurdu.
Göreve geldiği günden beri bu tür kişilere geçit vermeyeceğini söylemesi artılarından biriydi. Son zamanlarda piyasada yeni türeyen "Daltonlara" karşı, arazi mücadelesine hız kazandırdı. İnsanlarımızı kandırarak arazilerini gasp edip, ve yine insanlarımızı kandırarak bu arazileri satanlar Silivri’nin "yanlış adres" olduğunu er ya da geç anlayacaklardır.
Senelerdir “Silivri'mizin arazilerini rantçılara kurban etmeyeceğiz. Gökdelenlerin, rezidansların merkezi, beton yığınlarının merkezi haline dönüştürmeyeceğiz” diyen Başkan Işıklar, aynı cümleleri önceki gün yineledi. 2009 yılından beri ilçe menfaatleri doğrultusunda kararlar almaya çalışıp, Silivri’nin toprağına sahip çıkan bir zihniyet güden Işıklar'ın, başarılı olup olmadığı tartışılsa da, "son dakika" cereyan eden hadiseyi iyi anlamak lazım.
Bugünkü tabloya baktığımızda, arazilerle ilgili sözünün arkasında durma konusunda kararlı gözüküyor.
Bir tarafta 20 katlı binalar, diğer tarafta 2 katlı yazlık evlerle ne olduğu bilinmeyen bir belde görünümünden kurtarmak istiyor. Ve hep, keşmekeş durumdaki Esenyurt'u örnek gösteriyor.
Şimdi yiğidi öldür, ama hakkını yeme sözü tamda buraya uydu. Tarım, turizm ve sanayi ilçesi olarak İstanbul’da örnek gösterilen Silivri’nin bu mücadelesini Ankara’ya taşımayı hedefleyen Işıklar, CHP 3. Bölge Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’den de yardım istiyor: Mafyaların Silivri arazilerini çökmesine engelleyelim. Halkımızı dolandırarak, kandırarak arsa satışlarının önüne geçelim.
Bölgesine sahip çıkmak isteyen Tamaylıgil, bu sorunu bir "soru önergesiyle" Bakanlar Kurulu'na götüreceğinin sözünü verince; az da olsa umutlandırdı.
***
Elbette her yapılan hizmet doğrudur demiyoruz. Mesela geçtiğimiz aylarda Ortaköy'deki sanayi planlamaları içinde yer alan arsanın satışıyla ilgili Meclis'te yaşanan kriz!..
Lakin hizmetin yapılışı ne kadar önemliyse, finalde ortaya çıkacak manzarada bu hizmetin işe yaraması veya yaramaması o kadar önemli. Bazen geri dönüşü olmayan kararlar alınabiliyor.
A hizmeti yapılır, bunu bazı kitleler beğenir, bazıları beğenmez.
Ama Işıklar’ın; "Silivri’yi yedirtmeyiz" sözü, sanırım "tüm zihniyetler" tarafından alkışlanır.
Bizim geleceğimize bizim kadar, hatta bizden çok sahip çıkılmaktadır bu sözle.
Şimdi sıra bizlerde, biz Silivrililerdedir.
Siyasi görüşümüz aynı olmaya bilir.. ayrı kulvarların insanları da olabiliriz.. birbirimize kırgın ya da kızgın da. Ama bu demek değildir ki birlikte olamayız! Bu çirkinliğe karşı bir durup Silivri'nin menfaatlerini, ilçe vatandaşlarının menfaatlerini gözetme mantığıyla arka çıkıp, ciddi bir kamuoyu oluşturmamız gerekiyor.
Birde bu şahısların (toprak sahiplerinin) kendilerini kandırmaları için hazır bekleyen arkadaşlara (dolandırıcılara) bir şeyler söylemek istiyorum.
Başkan'ın dediği aynen şu: "Tarım arazilerinde yasal olmayan, hiçbir plan standardına uymayan kâğıt üzerinde bölünmeler yapıp satıyorlar. Dört dönüm yeri 28 kişiye satmışlar. % 52’sini satınca belediye imar vermek zorunda diyorlarmış, böyle bir zorunluluk yok. İnsanları dolandırıyorlar. Çok ciddi bir rant oluşmuş. Bir çeteleşme söz konusu."
Hadi dolandırıcılar satmış satmışta, 28 kişi nasıl aldınız? Hangi resmi kurum buna aracılık etti. Satış, ya noterde ya tapuda olmaz mı? Kaç kişiye nasıl sattığı, kaç hissenin olduğu gözükmez mi? Gözükse bile sorgulanmaz mı? Ben sattım, ohh ben de aldım… Bu mudur? Bitti, gitti...
Bir ağabeyimiz 42’sinden sonra evlenmeye çalışıyor, müstakbel eşinin babası ülkeyi ayağa kaldırdı "araştıracağım" diye.. siz koskoca arazi alın gözü kapalı. Olmuyor artık!. Az da olsa bilinçlenme vakti geldi de geçiyor arkadaşlar.
YORUMLAR