Çok kısa bir süre sonra Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr.Hasan Akgün'e soracağım: "Başkanım siz insanın neresine dokunuyorsunuz?"
Aynı soruyu diğer birkaç belediye başkanına da...
Mesela Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara'ya: "Cem Başkan, siz insanın neresine dokunuyorsunuz?"
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na da gideceğim ve cevaplaması için, "Sayın Başkan, siz insanın neresine dokunuyorsunuz?" diye soracağım.
Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak'a da aynı soru...
Bakarsınız Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak'a da giderim, "Sayın Halebak, siz insanın neresine dokunuyorsunuz?" diye sorarım belki...
Bizim belediye başkanımız hizmet anlayışını "insana dokunmasını bileceksiniz" diyerek açıklayınca, acaba diğerleri neresine dokunuyor merak ettim.
Birçok CHP'li ilçede, Silivri'de olmayan birçok hizmet var. Birçoğu yapıldığı gibi, daha birçokları da yapılmaya devam ediyor. Tam deyimiyle laf değil hizmet üretiyorlar.
Bu örnek o kadar ucuzladı, o kadar klişeleşti ki, artık söylemeye insan utanıyor.
Ağzı olan konuşuyor misali, işkembeden atmak da böyle bir şey.
Aslında hiçbir şey yapamayan insanların en çok yaptığı şey değil mi bu? İyi çene çalar, iyi laf yapar, çok konuşur ama hiçbir şey gerçekleştiremez.
İnsana dokunmayı günlük yaşamın temel ihtiyaçları olarak gören belediye başkanı Özcan Işıklar, kendisini eleştirenlere "Siz ne anlarsınız ki? Allah size vermemiş" cevabını yapıştırıyor.
"Sevgi en büyük meydan okuma" derken, kendisini eleştirenleri pek sevmediğini kürsülerden haykırıyor. "Seven göz kusur görmez" diyor, ama kusurlarını kabul etmiyor; ya da kusurlu olanları görmezden gelemiyor.
Her şehrin ihtiyacı farklı olduğu gibi her kişinin hizmetten anladığı farklı olamaz mı? Bu mesele bir kabiliyet ve zeka olayı. Aklını hizmete kullanırsan yaparsın, hinliğe cinliğe harcarsan yalan söylemekten başka elinden hiçbir şey gelmez.
Gerçekten insana dokunmayı bilenler yönettiği şehirleri hizmet ile taçlandırıyorlar ama insana dokunduklarını söyleyenler (!) ise oyalama teknikleri geliştiriyor: "Yapacağız, edeceğiz, çözeceğiz."
Mesele sadece otopark, kültür merkezi, gençlik merkez, trafik sorunu, meydan projesi, sahil düzenlemesi, temizlik, asfalt, konserler veya festivaller değil. Mademki bir bütünüz, bütün olarak düşünmek zorundayız. Danamandıra'daki Selami amcanın isteğiyle, Kavaklı'daki ilkokul öğrencisi Hakan'ın istediği aynı değil. Köylüler muhtarlığın yanına AVM istemezler doğru ama, çarşı merkezinin göbeğine yapılan AVM'lerin küçük esnafı bitirdiğini anlayabilirsiniz. "O, onu istiyor" derken, küçük esnafın bu derdi dert değil mi? Peki bu insana dokunabiliyor musunuz?
Piri Mehmet Paşa Mahallesi Yosun Sokak'taki yol bozukluğunu onarabiliyor musunuz? Mimarsinan Mahallesi'ndeki okula gitmeyen çocuklar için bir fikriniz var mı? Belediye konutları alt geçidi hakkında ne düşünüyorsunuz? Cumhuriyet Mahallesi'nde olmayan ekmek kulübeleri nedeniyle ekmek sorunu yaşayan vatandaşlar ne yapıyor?
Artan belediye borçları.. SİLKENT'teki şaibeler.. Ekmeğe yapılan zam.. Terör partisi ile olan münasebetler... Bu durumlardan rahatsız olan insanlar yok mu? Onlara dokunabiliyor musunuz?
Nokta.
TÜRK POLİS TEŞKİLATI'NIN 171'İNCİ KURULUŞ YILI
İlçe Emniyet Müdürümüz Sayın Hakan Er'in şahsında; cesaret, feragat ve fedakarlıklarla gece gündüz demeden görevini yapan tüm polislerimizi tebrik ederim. Devletin bekası, milletin huzur ve güvenliği için kutsal yemine bağlı kalarak gerektiğinde canını ve malını feda etmekten çekinmeyen polislerimizi saygıyla selamlıyorum. Şehitlerimize rahmet ve gazilerimize minnet diliyorum. Görevdeki polislerimizin Allah yar ve yardımcıları olsun.
YORUMLAR