19 Ekim günü Ankara’da MHP Genel Merkezi’ndeydim. İstanbul bölgemiz milletvekillerini ziyaret eder, ne gibi gelişmeler var, Meclis’te yapılan çalışmalar nelerdir, milletvekillerinden bilgi alıp haberleştirecektim. Yani özel haber arayışındaydım. İstanbul Milletvekili ve MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu ile görüştüm. Merak edilen soruları yönelttim, notlarımı aldım. İttifak konusunu sorduğumda “Şuan bir belirsizlik var, birkaç güne netleşir” yanıtını verdi. Sahiden netleşti!..
Genel Başkan katına gittiğimde, hınca hınç dolu olan kalabalık bina koridorlarına uzuyordu. Bu yoğunlukta MHP Genel Başkanı Sayın Dr.Devlet Bahçeli’yi görme ihtimalim sıfırdı. Çok acil bir durum söz konusu, önceden ayarlanmış programlar, randevular vs. İl Başkanları teker teker içeri alınıyor, kısa da olsa özel bir görüşme yapılıyordu. Şansımı denemek için Özel Kalem Müdür Yardımcısı Bilal Aydın’a gidip talebimi paylaştım, görüşmek istediğimi söyledim. “Gördüğün gibi normalinden fazla kalabalık ve bu yoğunlukta mümkün değil. Randevu almalısınız” dedi. Bir süre bekleyip, ortamın seyrini izledim.
Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçiler geliyor, benimle aynı cevabı alıyorlar. “Kars’tan geliyorum efendim. Bir daha gelme durumum yok. Lütfen Devlet beyimizle görüşeyim, elini öpeyim” diyenleri birkaç kez benzer cümlelerle işittim. Tabi bu reddedilişleri görünce iyice umudum tükendi. Daha müsait vakit gelmem gerektiğini, randevusuz gelmenin ceremesini daha fazla çekmemem gerektiğini anladım. Bir süre giriş katından oyalandıktan sonra son bir şansımı denemek üzere tekrar Bilal Aydın’a giderek, “İstanbul’da gazeteciyim, Devlet beyle görüşmek istiyorum. Kısa da olsa bu görüşmeyi ayarlarsanız çok memnun olurum” diyerek talebimi yineledim ve birkaç ismi söyleyerek dava dostlarım, büyüklerim olduğunu ifade ettim. Bilal beyin gülümseyerek “Biraz bekleteceğim” yanıtı umut oldu. Sayın Bahçeli ile görüşmek belki bu kadar zor bir durum değil ama benim Genel Merkez’de olduğum gün ters. Yanlış bir zamanda, en yoğun günde oradayım. Bekleyişlerle birlikte istemsiz bir heyecan başladı. Birçok defa çeşitli programlarda gördüğüm, fotoğrafladığım, hatta 2014 yılında ziyaret ettiğimiz Devlet Bahçeli ile görüşmek, kontrolsüz bir heyecan oluşturdu.
Bilal Aydın, “Eren Ermiş” diye seslendiğinde, Özel Kalem Müdürü Murat Çeliker karşıladı ve birlikte sayın Genel Başkan’ın odasına yöneldik.
Ve o an…
Hayatımın en unutulmaz anlarından birini, en heyecanlı dakikalarını yaşadım. Makam odası önünde misafirlerini ayakta karşılayan MHP Genel Başkanı Sayın Dr.Devlet Bahçeli, hafif tebessümle “Buyurun, hoş geldiniz” dedi. Heyecanım iyice tavan yaptı. Daha önce birebir görüşmediğim Devlet bey karşımdaydı. “Nasılsınız efendim iyi misiniz? Kabul ettiğiniz için teşekkür ederim” gibisinden bir şeyler söyleyeme çalıştım. Heyecandan tutukluk yapsam da birkaç saniye sonra kendime geldiğim için mutluydum. “Ne işle meşgulsünüz?” diye sorduğunda “Efendim ülkücü bir babanın ülkücü bir evladıyım” diye söze başlayarak, ne alaka durumu oluşmadan “Gazeteci bir babanın gazeteci evladıyım. Silivri ve bölgede 15 yıla yakındır medya sektöründeyim. Kendi yayın organlarımız var. Bugünlerimize şükürler olsun efendim” açıklaması yaptım.
Bu kez “Silivri nasıl?” diye yeni bir soru iletince “Efendim Volkan Yılmaz başkanımız ve teşkilat başkanları partinin varlığını her daim hissettiriyorlar” dedim. MHP teşkilatlarını sorduğunu düşünerek bu cevabı verdim. “İyi bakalım” deyince, görüşmeyi sonlandırmamız gerektiğini anladım. Çünkü dışarıda bekleyen çok sayıda ziyaretçi bulunuyordu.
Son olarak, “Efendim sizlerin varlığı bizlere güç veriyor. Ülkemiz emin ellerde olduğu için huzurluyuz. Allah sizleri bu ülkenin başından eksik etmesin” dedim.
*
MHP Genel Başkanı ile bir görüşme yapabildim. Benim için tarihi olan bu anı yaşamak büyük bir onurdur.
Türk Dünyası’nın bilge insanı ile görüşebilmek, sohbet edebilmek, yıllar boyunca unutulacak bir hatıra değildir.
Ülkemizin kaosa sürüklendiğin dönemlerde “kurtarıcı rolüyle” devreye giren.. ve bunu sadece ve sadece ülke menfaatleri için yapan bir insan, bir siyasetçi, bir devlet adamı ile hasbihal etmek büyük gurur değil de nedir?
Başbuğ Alparslan Türkeş’in emanetine sahip çıkan, bu davanın nesilden nesile aktarılması için imkan ve şartları her daim hazır tutan “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” merkezli siyaset anlayışını ülke siyasetine kazandıran, örnek olan, Ülkücü Hareket’in mensuplarına her şeyden önce vatan sevgisini öğreterek milli şuur haline getiren bir liderle görüşmek büyük şeref…
Tekrar söylüyorum, Allah bu ülkenin başından eksik etmesin…
YORUMLAR