Seçimler ve ittifaklar
Eren Ermiş

Eren Ermiş

[email protected]

Seçimler ve ittifaklar

08 Mayıs 2018 - 08:57

24 Haziran cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini banko görmek büyük yanılgı olur. Bizim milletimizin sağı solu belli olmaz, sandıktan çıkan sonuçlar hepimizi şaşırtabilir. Ne Cumhur İttifakı ne de Millet İttifakı galibiyetten emin olmamalı. Her şey “son gün” netleşir, kararsızlar da kararını işte o gün verir. Zaten hep öyle olmuyor mu? Seçim sonuçlarının en büyük belirleyici özelliği, “ortadaki” seçmenin kararının ne olduğu. CHP’nin Muharrem İnce taktiği (bazıları taktik görmeyebilir) İyi Parti’nin Meral Akşener etkisini gölgelediğini görmek zor olmamalı. Sanırım Sayın Kılıçdaroğlu son yılların en iyi (!) stratejisini yürütüyor gibi. İnce kazanırsa Erdoğan gidecek, Erdoğan kazanırsa İnce gidecek. İşin latifesini kenara koyalım, ciddi ciddi söylüyorum CHP’nin CB adayı Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu dışında tutmazdı. Hatta Sayın Kılıçdaroğlu bile riskti. İnce’nin adaylığı ile İyi Parti’ye kayması (çok yüksek) tahmin edilen oylar koruma altına alındı. Çünkü CHP seçmeninde Muharrem İnce sempatisi oluşmuştu. Bu da hem “gaz alma” hem de “ses kesme” bakımından iyi bir hamle.

Yüzde24-25 bandındaki CHP oyu, belki bir-iki puan artabilir veya eksilir. Onun dışındakiler sürpriz olur. CHP’nin aday sorunu çözülmeden önce tüm oklar Akşener’i gösteriyordu ve ibre ondan yanaydı. Akşener’in söylemi eşittir CHP söylemi olduğu için “Bir kere de Akşener’e verelim” diyenlerin büyük bölümü CHP seçmeniydi. Çok uzağa gitmeyelim, Silivri’de bile çok net bir şekilde görebiliyoruz. MHP’li gözüküp CHP’ye oy verenler, bakıyoruz ki İyi Parti’de. Ya da CHP’ye yakın olanlar İyi Parti’de. Trakya ve Ege bölgesindeki oy dağılımına hep birlikte şahit olacağız. Aynı ilişki belki AK Parti – MHP ittifakı için de söylenebilir ancak Cumhur İttifakı nedeniyle aynı amaca hizmet edecektir.

Ak Parti’nin yüzde 49 oyu sadece kendisinin mi? Hayır. Birçok kesimden oy alıyor ama en çok oyu milliyetçi çevreden. Böylelikle MHP kendi oyunu geri alabilir. Bir iki puan İyi Parti’ye kayma olasılığını düşünürsek, Sayın Akşener en fazla CHP’den yararlanacaktır.

***
Demem şu ki, Muharrem İnce’nin adaylığı tüm matematik hesaplarını değiştirdi. Yapılan tek yanlış, ellerinden gelse köklerini kazıyacakları Saadet Partisi ile kameralar karşısına geçip, “Derdimiz millet” demeleri. Gerçek Saadetliler bu tuzağa düşer mi? Düşmez. Merak ediyorum, Atatürkçü, laik ve cumhuriyetçi seçmen bu vaziyete nasıl bakıyor!..

Hadi birileri MHP-AK Parti ittifakının tutmayacağını düşünüp “Ülkücüler bu tuzağa düşer mi?” sorusunu yöneltti diyelim. Laf çakacak ya aklı sıra, 16 Nisan referandum sonuçları en güzel örneğim olur.                

***       

Geçen hafta kısa süreli Kastamonu-Amasya-Samsun ziyareti yaptım. Kimi zaman benzin istasyonlarında, kimi zaman kahvehanede siyasi sorular yönelttim. Meral Akşener için “O karıya vereceğim” diyen de var, “Akşener’e vereceğim” diyen de. CHP seçmeniyle de karşılaştım. Daha Muharrem İnce’nin adaylığı açıklanmadan adını söyleyeni gördüm. “İlle de MHP, her zaman MHP” diyeni de. “Kime oy vereceğiz abi, görmüyor musun ülkenin durumunu?” soruma “Erdoğan’a Bahçeli’ye ver, ama bunlara verme” yanıtı aldım. Yani “Cumhur İttifakı”na oy verenler kendinden emin.

Bakın bir anımı daha paylaşayım. Kastamonu’ya her gittiğimde Münire Sultan Medresesi’nde, Nahhat Hacı Mehmet Hamzaoğlu’na uğrarım. Ak sakallı, yüzü pak bir amca. 70 yaşında.  40 yıldır ahşap oyma yapıyor ve geçimini sağlıyor. Bu hacı amcamız, hadiseye Hz.İbrahim’den başlayarak bakmış, Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed’in İstanbul’un fetih müjdesini diline pelesenk etmiş. Muhyiddin İbni Arabi’nin “Türkler için muzafferiyet ve saadet vardır” sözüyle itikadından emin olmuş, İslam sancağının Türk topraklarındaki şahlanışını unutmamış ve yine bu topraklardan güneşin doğuşundan batışına kadar yer yüzünde tekrar hakimiyet kuracağına inanmakta emin ve net. Garip görenler olabilir, Mustafa Kemal Atatürk milliyetçisi. Aslında tam olması gerektiği gibi!         

Devam edeyim…

Mehmet Feyzi Efendi’nin öğrencisi. Bu arada Mehmet Feyzi Efendi, aynı zamanda Başbuğ Alparslan Türkeş’in, din ve devlet işlerinde fikirlerini dikkate aldığı tek alim, din adamı. Başbuğ Türkeş, Mehmet Feyzi Efendi ile birlikte Hac ziyareti gerçekleştirmiş ve hacı Mehmet amca da bu ziyarete eşlik edenlerden. Birçok defa Başbuğ ile biraraya gelen ve çok özel hatıraları olan isimlerden biri...

Demem o ki, Türkiye’yi, kendi iç hesapları ve dış mihrakların hesaplarıyla kıyaslayarak görmemiz lazım. Her zaman “Önce devletim ve milletim, sonra partim ve ben” diyen bir liderin, asla tasvip etmediği iktidar politikalarını bir kenara bırakarak, içeride ve dışarıdaki düşmanların tuzaklarını siper edip Cumhur İttifakı yapmasının bir sebebi olmalı!..

YORUMLAR

  • 0 Yorum