Emre Sarıtaş kardeşimizi Cenneti Ala'ya uğurladık. Rabbim bizlere de o makamlara ulaşmayı ve şahadeti nasip etsin. Vatan savunması yapan asker ve polislerimize Allah'tan kolaylık, şehitlerimize rahmet diliyorum.
Silivri doğumlu olan şehidimiz, ilçemiz nüfusuna kayıtlı 8'inci şehidi. Günün şartları gereği nutuk atan siyasilerimiz, inşallah şehidimizin isminin yaşatılması, ailesine destek olunması noktasındaki görevlerini ihmal etmezler. Hepimiz bunu bir görev üstlenmeliyiz. Millet olarak önemli bir süreçten geçiyoruz. Ortak nokta "vatan" da birleşip, birleşmeyenleri saftan çıkarmalıyız. Devletimiz bu konuda kararlı. Devam eden operasyonlarda verdiğimiz şehitler yüreğimizi yakarken, Türk bayraklarıyla meydanlara inen halk, düşmana korku millete güven, aileye güç, vatan savunması yapanlara şüphesiz cesaret veriyor.
Ülkemiz içindeki hiçbir siyasi plan veya hedef şehit kanıyla hesaplanamaz, şuan ki mücadelede hataya ve riske maruz bırakılamaz.
Bu kıstas ilçemiz için de geçerli olmalıdır. Silivri Belediyesi Nisan Meclisi birinci oturumunda şehidimizin isminin yaşatılması için AK Parti ve CHP gurubu ortak önerge verdi. İsim Tespit Komisyonu, araştırmaları sonucunda uygun yerleri sunacak ve meclis karar verecek...
Şimdi bu "uygun yerler" nasıl yerler olmalı ki, şehidimiz bize hakkını helal etsin, ailesi gurur duysun ve bizler kahramanımızı hayırla ve rahmetle yad edelim?
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, yeni yapılan tiyatro salonuna isminin verilebileceğini dile getirdi.
Şuanda tek yer olarak orası gündeme getirildi. Yarın ki oturumda yeni yerler önerilebilir.
Şehitlerimizin isminin seçileceği yerler özenle ve dikkatle seçilmeli.
Vatan hainlerinin propaganda yapamayacakları...
Vatan hainlerinin saldıramayacakları...
Vatan hainlerinin keyiflenmeyeceği...
Vatan hainlerinin etkinlikte bulunmayacağı...
Yani hainlerinin kullanımlarına sunulmayan yerler olmalı.
Yer bizim, semt bizim, toprak bizim. Sokaklar.. caddeler.. yollar bizim. Bu konu çok ince bir ayrıntıdır. "Sokağa verilince hain yürümez mi, caddeye verilince hain geçmez mi" diye düşünebilirsiniz. Ama bir tiyatro salonuna "Şehit Jandarma Uzman Çavuş Emre Sarıtaş Tiyatro Salonu" adını verip, hainlerin sözcülüğünü yapanlara sahne izni sunarsanız, şehidimizin kemiklerini sızlatırsınız.
Malum, günümüz şartlarında "oy avcılığı" için kırk takla atılıyor. "Bir sahneden ne olur ki?" de mi...
En uygun yer okullardır, eğitim yuvalarıdır.
ÜNİVERSİTE TARTIŞMASI
Silivri Sanayici ve İşadamları Derneği (SİAD) salı günü toplantı düzenledi. Sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve oda başkanları katıldı. Başkan Hakan Kocabaş'ın, son zamanlardaki ciddi girişimlerinden bir yenisini daha görüyoruz. "Yeni bir sinerji yaratalım istedik, birlikte hareket ederek sorunları çözelim" vurgusu yaptı. Silivri'nin sorunları için harekete geçen bir mekanizma oluşturmak istiyor.
Toplantıda ilk konuşmacı Silivri Esnaf Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Sebahattin Öpçin'di. Sebahattin bey 25 yıldır kooperatif başkanı. Esnafı ve yerel ekonomiyi en iyi bilen isimlerden. Üniversite konusunu gündeme getirdi. Devlet üniversitesinin şart olduğunu belirtti. Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a da serzenişte bulundu: "İki dönemdir görevde, hala üniversite getiremedi."
Sebahattin bey, samimi olarak duygularını ifade etti. "Mahallemin çocuğu" derken, Başkan Işıklar'la olan yakınlığını belirtmeyi ihmal etmedi. Yani "onu iyi tanıyorum" diyerek, üniversite konusunda yetersizliğine işaret etti.
Valla Sebahattin başkan neyi ima etti, ne söylemek istedi, onu katılımcılar iyi anlamıştır. Benim de iyi anladığım, ilçemize "özel üniversite" değil, "devlet üniversitesinin" gelmesi için çaba harcamaktır...
YORUMLAR