Silivri Sanayici ve İşadamları Derneği (SİAD), "milli birlik ziyaretleri" adı altında ilçemizdeki siyasi partilere ziyaret düzenlendi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde "4 siyasi partinin" gurubu olmasına rağmen "3 parti" programa alındı: AK Parti, CHP ve MHP...
HDP'ye ziyaret olmaması, bir tavrın ve bir tepkinin göstergesiydi. SİAD, geçtiğimiz aylarda Doğu ve Güneydoğu illerimizdeki terör operasyonlarında "Devletimizin yanındayız" mesajı vererek de bir tavır koymuş, "Gün birlik günüdür" demişti.
Hakan Kocabaş'ın şahsında, bu cesur ve örnek hareketlerinden ötürü değerli işadamlarımızı kutlarım.
***
SİAD, ne bir kişinin tekelindedir, ne de bir siyasi partinin güdümündedir. Gerektiği yerde "keskin kararlar" alabilme olgunluğuna sahip bir sivil toplum kuruluşudur. Bunu zaman zaman yayınladıkları deklarasyonla gösteriyor. Özellikle son aylarda toplumsal huzurun sağlanması ve milli beraberliğin oluşması için önemli mesajlar veriyor.
Mağdur insanlarımız için "Evleri yıkılan vatandaşlarımızın, bir lokma ekmeği ile sıcak çorbasını yudumlarken, o çatının harcında tüm ülkenin gücünün, katkısının olduğunu hatırlatalım...
Esnafın yıkılan, yağmalanan dükkanının yerine, kepengini Bismillah deyip açarken, içerdeki sermaye de hepimizin katkısının olduğunu hatırlatacak bir hareket yapalım" diyor...
***
Ağzından ne bir "Silahları indirin, barış getirin" lafı duyarsınız, ne de "Bu savaş son bulsun" gibi saçma sapan şeyler...
Devletin geri adım atması gerektiğini söyleyen ve hatta daha da ileri giderek "Devlet halkını katlediyor" diyen, okumuş ama "ihanet öğreticisi" olmuş akademisyen ağzını göremezsiniz SİAD'da...
Mesela şehitlerimizin tabutları ile PKK leşlerinin sarılı olduğu paçavraların aynı kefeye konulduğu bir manzara, asla...
"HDP ile PKK'yı birbirinden ayırmak lazım" diyen bir zihniyeti yoktur SİAD'ın...
SİAD, doğruyu ve yanlışı çok iyi analiz edebilen bir topluluktur. HDP ile PKK'nın bir olmadığını vakti evvel söyleyen ilçemiz siyasetçisi, şimdi bu sözlerinin pişmanlığını vicdanında hissediyor mudur çok merak ediyorum?
SİAD "barış istiyoruz" demez, diyemez. Çünkü dünyanın üzerimize çullandığı bu zamanlarda barış çağrısı en büyük ihanettir. Kardeşi kardeşe düşürmek isteyenlerin sığındığı ortak kelimedir. Teröristi meşrulaştırmak isteyenlerin talebidir.
'Gönül kardeşine darılırmış' derler. Ülkemiz sınırları içerisinde vatanına bağlı, bayrağına sadık, soyundan gururlu herkesin lüksü en fazla dargınlıktır. Kardeş kabul ettiği insanlara küsenler kan akıtarak çözüm arıyorsa, devletine isyan ediyorsa "barışalım" demek olmaz. Küs değil iken kiminle barışacağız?
MEKANIN CENNET OLSUN RIDVAN AMCA
Silivri halkı, O’nu “43 yıl” başkanlığını yaptığı “Silivri Ziraat Odası” ile tanıdı, bağrına bastı. Siyasetin, siyasetçinin ustası, halkın amcasıydı. Çiftçilerin de babası… Çok sevilirdi, bir “amca” idi. Kucaklar, sohbet eder, dert dinler ve çözüm arardı. Saygınlığından ötürü herkes elini öperdi de, bu durumdan kimi zaman rahatsız olurdu. Her zaman halktan yana, insanlıktan yana, doğruluktan yana, çiftçiden yanaydı. İmanlı, izanlı, yönü kıble olan muhterem bir insandı. 24 Mart 2010 tarihinde hayatını kaybeden Ahmet Rıdvan Gümüşoğlu'na Allah'tan rahmet diliyorum.
YORUMLAR