Havaların soğuması ile birlikte zatürre vakaları da artış gösteriyor. İleri yaşlarda ortaya çıkma sıklığı artan zatürre; öksürük, yüksek ateş ve nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Zatürreden korunmak için bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerekiyor. Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Ayhan Değer, “12 Kasım Dünya Zatürre Günü” nedeniyle zatürre hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Kendi kendine geçmesini beklemeyin!
Zatürre bir veya iki akciğerdeki hava keselerini alevlendiren bir enfeksiyon olarak bilinmektedir. Hava keseleri sıvı veya irin ile dolmakta, balgam veya irinli öksürük, ateş, titreme ve nefes almada zorluğa neden olabilmektedir. Toplumsal kökenli pnömoniler tüm dünyada hekime başvuruların, tedavi giderlerinin, iş kayıplarının ve ölümlerin önemli bir kısmından sorumludur. Pnömoniler bakteri, virüs ve mantar tarafından akciğerlerde oluşan ve radyolojik olarak görülen enfeksiyonlardır. Tek veya iki taraflı olabilir. Bu mikroplar genellikle soluma yoluyla geçer. Başka kişilerin hapşırması veya öksürmesi sonucu havaya salınan su damlacıkları soluma yoluyla alınabilir ve zatürreye neden olabilir. Zatürre kesinlikle kendi kendine geçmesi beklenmemesi gereken bir hastalıktır. Fizik muayene, balgam, kan tetkikleri ve akciğer filmleri ile hastalığın tanısının konulması sağlanmalı, zaman kaybetmeden uzman kontrolünde tedaviye başlanmalıdır.
Zatürrenin belirtilerine dikkat!
Öksürük
Balgam (bazen kanlı olabilir)
Ateş
Nefes darlığı
Halsizlik
Göğüs ağrısı
Bol sıvı tüketin!
Bazı kişilerin pnömoniye yakalanma olasılığı daha yüksektir. Bunlar;
65 yaş ve üzeri yetişkinler,
5 yaşından küçük çocuklar,
Devam eden astım, diyabet veya kalp hastalığı gibi rahatsızlığı olan kişiler
Sigara içenler risk altındadır.
Zatürrenin tedavisinde zatürreye neden olan mikrop belirlenir ve ona yönelik antibiyotik tedavisi uygulanır. Antibiyotik tedavisinin yanı sıra; ateş düşürücü, ağrı kesici, balgam söktürücü, bazen de öksürük azaltıcı ilaçlar verilmektedir. Hastaların bu süreçte bol sıvı alması önerilmektedir.
65 yaş üstü daha çok dikkat etmeli
Hastalar çok büyük bir oranda hastaneye yatış olmadan başarılı bir şekilde tedavi olabilmektedir. Fakat 65 yaş üstü, diyabet, böbrek yetmezliği, kalp ve solunum problemleri gibi kronik bir hastalığı olan veya başlanan 3 günlük tedaviye rağmen düzelme olmayan, şikayetleri artan hastaların hastaneye yatarak tedavi olması gerekebilir. Tedavi süresi genellikle 5-7 gündür. Ama bazen 4 haftaya kadar uzayan bir süreç de gerekebilir. Pnömoni gelişen gebelerde bazı tetkikler yapılamadığı ve hastaya her ilaç kullandırılamayacağı için tanı ve tedavide kısmen zorlanabilir.
Korunmak için aşı yaptırın
Pnömoni mikroplar tarafından oluştuğu için bu mikroplara mümkün olduğu kadar maruz kalınmaması önemlidir. Bunun için kapalı ve kalabalık mekanlardan uzak durulmalı, kullanılan klimaların bakımları yapılmalı, dengeli beslenilmeli ve mevsime uygun giysiler giyilmelidir. Yaşlıların, çocukların ve kronik hastalıkları olan kişilerin grip, Covid ve pnömokok aşılarını yaptırmaları çok önemlidir.
YORUMLAR